Ali Bin Heytî'ye Cevap Veren Ölü
"BU TAVUĞU KESİN!"Bu tavuğu tutun ve benim yanımda kesin!" buyurdu. Ev sâhibi itirâz etmeyip, tavuğu kesti. Bu sefer misâfir;
"Tavuğun karnını yarınız!" deyince, ev sâhibi yine;
"Peki" deyip karnını yardı. Bir de ne görsün! Altın boncuklardan yapılmış bir gerdanlık... Meğer, ev sâhibi, kız kardeşine altın boncuklardan bir gerdanlık hediye etmiş, kız kardeşi de gerdanlığı iki gün önce kaybetmiş. Kızın beyi de;
"Bu gerdanlığı bul, yoksa seni öldürürüm!" demiş. Gerdanlık bulunmayınca, o gece öldürmek üzere kararını verdiğinden, herkes üzüntü içinde bekliyorlarmış. Gerdanlık bulununca, kadının suçsuz olduğu anlaşıldı. Ali bin Heyti hazretleri, Rezirân'dan kalkıp buraya kadar gelmesinin sebebini izâh edip;
"Kız kardeşinin temizliği, beyinin kötü niyetini ve Rabbimden, bu durumu açıklamak ve sizi helâk olmaktan kurtarmak için izin isteyerek geldim" buyurdu...
"SENİ KİM ÖLDÜRDÜ?"
Bir başka gün, Ali bin Heyti hazretleri bir yere gidiyordu. Yol üzerinde ellerinde kılıç olan iki topluluk gördü. Ortada bir ölü vardı. Her iki grup da birbirlerini, bu kimseyi öldürmekle suçluyorlardı. Ali bin Heyti hâdise yerine gelip, öldürülen şahsın yanına oturdu. Elini alnına koyup;
"Ey Allahü teâlânın kulu! Seni kim öldürdü?" diye sordu. Bu söz üzerine ölü, Allahü teâlânın izni ile gözlerini açıp, Ali bin Heyti'yi başucunda görünce kalkıp dizüstü oturdu. Gözlerini kavga yapanların üzerinde gezdirip;
"Beni öldüren kimse filancadır" diyerek ismini ve babasının ismini söyledi, tekrar yere uzandı. Böylece büyük bir hadise önlenmiş oldu...