Allah Adamları Ölü Kalpleri Diriltmeye Çalışmışlardır
1419 (H.822) senesinde Hacca gitti. Mekke'den sonra Medine'ye vardılar. Resûlullah efendimizin kabr-i şerifini ziyâret edip, müjdelere kavuştu. Ertesi gün vefât etti. Bu sırada meşhûr Osmanlı âlimi Molla Fenâri Medine'de bulunuyordu. Cenâze namazını o kıldırdı.
Muhammed Pârisâ hazretleri buyurdu ki: "Üç kimse, Kur'ân-ı kerimin mânâsını anlayamaz. Birincisi; Arabiyi iyi bilmeyen ve tefsir okumamış, ilmi olmayan kimse. İkincisi; büyük bir günâha devam eden fâsık. Üçüncüsü, itikâd bilgilerinden birini yanlış anlayıp, anladığına uymadığı için hak sözü kabûl etmeyen bid'at sâhibi. Çünkü bid'atın zulmeti, kalbi karartır."
"İnsanlar, ölüleri dirilteni büyük bildiğinden, Allahü teâlâya yakın olanlar, bunu yapmak istemeyip ölü kalpleri diriltmişler, talebelerinin ölü kalplerini diriltmeye çalışmışlardır. Doğrusu da, kalpleri diriltmek yanında ölüleri diriltmenin hiç kıymeti yoktur. Hattâ abes, yâni faydasız şeylerle vakit kaybetmek olur. Çünkü ölüyü diriltmek, ona birkaç günlük ömür kazandırır. Kalplerin dirilmesi ise, sonsuz hayâta (ebedi saâdete) kavuşturur. Zâten Allahü teâlâya yakın olanların vücutları kerâmettir. İnsanları Allahü teâlâya dâvet etmeleri, Hak teâlânın rahmetlerinden bir rahmettir. Ölü kalpleri diriltmesi, hârikaların en büyüğüdür. İnsanların selâmeti, onların varlığı iledir. Mahlûkların en kıymetlisi onlardır. Allahü teâlâ, onlar ile rahmet yağdırıyor. Onlar sebebi ile rızık gönderiyor. Onların sözleri devâdır. Acıyarak bir bakışları şifâdır. Allahü teâlânın lütufları, ihsânları, onların bulunduğu yerden eksik olmaz. Yanlarında bulunanlar kötü olmaz. Onları tanıyanlar mahrûm kalmaz."
"İnsanlar, ölüleri dirilteni büyük bildiğinden, Allahü teâlâya yakın olanlar, bunu yapmak istemeyip ölü kalpleri diriltmişler, talebelerinin ölü kalplerini diriltmeye çalışmışlardır. Doğrusu da, kalpleri diriltmek yanında ölüleri diriltmenin hiç kıymeti yoktur. Hattâ abes, yâni faydasız şeylerle vakit kaybetmek olur. Çünkü ölüyü diriltmek, ona birkaç günlük ömür kazandırır. Kalplerin dirilmesi ise, sonsuz hayâta (ebedi saâdete) kavuşturur. Zâten Allahü teâlâya yakın olanların vücutları kerâmettir. İnsanları Allahü teâlâya dâvet etmeleri, Hak teâlânın rahmetlerinden bir rahmettir. Ölü kalpleri diriltmesi, hârikaların en büyüğüdür. İnsanların selâmeti, onların varlığı iledir. Mahlûkların en kıymetlisi onlardır. Allahü teâlâ, onlar ile rahmet yağdırıyor. Onlar sebebi ile rızık gönderiyor. Onların sözleri devâdır. Acıyarak bir bakışları şifâdır. Allahü teâlânın lütufları, ihsânları, onların bulunduğu yerden eksik olmaz. Yanlarında bulunanlar kötü olmaz. Onları tanıyanlar mahrûm kalmaz."
"Sâlih amellerin sevâbını bütün müminlerin rûhuna hediye etmek iyi ve makbûldür. Her birine ayrı sevap ulaşır. Hakkında hediye etmek için niyet edilip okunan ve hediye edilen meyyitin sevâbı hiç eksilmez."