Allah Için Sevmek Nasıl Olur
Ahmed el-Mervezi, bir gün Ahmed bin Hanbel hazretlerinin yanına gitti. Ona nasıl sabahladınız? diye sordu. Ahmed bin Hanbel "Allahü teâlâ, farzların yapılmasını; Resûlullah efendimiz (sallallahü aleyhi ve sellem) sünnet-i seniyyesine uyulmasını; sağımızda ve solumuzda bulunup, amellerimizi yazan melekler, sâlih amel yapılmasını; nefis, arzu ve istekler peşinde koşmayı; şeytan, kötü söz ve işlerle uğraşmayı; can alıcı melek Azrail (aleyhisselâm) rûhu almayı; çoluk çocuk, yiyecek ve giyeceklerinin teminini isterlerken, ben nasıl sabahlarım, sen düşün artık" buyurdu. Yine o, Ahmed bin Hanbel hazretlerine "Allahü teâlânın indinde yüksek derecelere kavuşanlar, bu mertebeye nasıl ulaştılar?" diye sorunca, "Doğrulukla" cevâbını verdi. Ahmed bin Hanbel hazretlerinin "İkindiden sonra uyumak, iyi değildir" buyurduğunu nakletti.
Ahmed bin Hanbel, talebesi ile beraber bulunuyordu. Daha, güneş doğmamıştı. Talebelerine "Cennetin günleri, işte şu gördüğünüz durumdadır" dedi.
Ahmed bin Hanbel'e, "Allah için sevmek nasıl olur?" diye sorulunca, "Sevdiğini dünya menfaati için değil de, Allahü teâlânın rızâsından başka hiçbir düşünce olmadan sevmektir" cevâbını verdi. Hocam bana şu manada bir şiir okudu:
"Beni, Allah için sevmeyenin sevgisine güvenmem... Allahü teâlânın rızâsı için birbirini, sevenlere, dünyâ ne kadar değersiz ve ehemmiyetsizdir."
Ahmed el-Mervezi anlattı: Bir gece rüyâda şöyle gördüm. Kıyâmet kopmuş, melekler insanların etrafını kuşatmışlardı. Bu sırada meleklerin şöyle dediğini duydum: "Bugün, zâhidler (dünyâya, onun aldatıcı ve geçici lezzetlerine aldanmayıp, ebedi ve sonsuz âhiret lezzetlerini ve nimetlerini kazanmak için çalışanlar) kurtuldular." Sonra Resûlullah efendimizi gördüm. "Ey Ahmed bin Hanbel! Gel, kendini, Rabbine arz et" buyurdular. Ben de o sırada hocamın arkasında idim. Buyurdular ki: "Birbiriyle söz yarışında bulunanlar, felah bulmazlar. Aynı zamanda, bidate düşmekten de kendilerini muhafaza edemezler."
Ahmed el-Mervezi hazretleri vefât ettiği zaman, Ahmed bin Hanbel hazretlerinin ayak tarafına defnedildi. Cenâze namazını Hârun bin Abbâs el-Hâşimi kıldırdı.