Allahın Izniyle Şeytanı Yakalayıp Bağladım
Ali bin Hiti hastalanmıştı. Kendisini, başta Abdülkâdir-i Geylâni hazretleri olmak üzere, Bekâ bin Batû, Ebû Said Kaylevi, Ahmed Cûsuki Sarsari gibi büyükler ziyâret ettiler. Ali bin Hiti, hizmetinde bulunan Ebü'l-Hasan Cûsuki'ye sofrayı kurmasını emretti. Ebü'l-Hasan sofrayı kurdu. Ancak, ekmeği koymağa kimin önünden başlayacağında tereddüt etti. Bir mikdar düşündükten sonra, ekmeğin hepsini birden sofranın ortasına koydu. Abdülkâdir-i Geylâni hazretleri; "Ne güzel hizmetçin var? Sofrayı hemen hazırladı" buyurarak iltifât etti. Ali bin Hiti de; "Ben de, hizmetimde bulunan bu kimse de sizin emrinizdeyiz" diye karşılık verdi. Arkasından Ebü'l-Hasan'a dönüp; "Bundan sonra üstâdın Abdülkâdir-i Geylâni hazretleridir. Artık ona hizmet edeceksin!" deyince, Ebü'l-Hasan ağlamaya başladı. Bunun üzerine, Abdülkâdir-i Geylâni hazretleri; "Hasan, emdiği memeden başka meme emmek istemiyor, bırak üstâdından feyiz almaya devâm etsin" buyurdu...
Abdurrahmân bin Ebü'l-Hasan ve Ümran Büreydi Dârâni, Ebü'l-Hasan Cûsuki'yi ziyâret için yola çıktılar. Cûsuk'un karşısından Dicle'yi geçtiler. Yolun kenarında, görünüşü çirkin ve pis kokulu bir adamın zincirlerle bağlı olduğunu gördüler. Onlara; "Ne olur, Ebü'l-Hasan'a söyleyin de beni çözüversin. Beni bu hâle o koydu" diye yalvardı. Ebü'l-Hasan'ın huzûruna vardıklarında, durumu arz etmeye kalmadan kendisi söze başladı:
"Sizin yolda gördüğünüz şeytandı. Onu cezâlandırdım. Çünkü o, ikide bir gelip imân sâhiplerini saptırmak için çabalıyor, onlara vesvese veriyordu. Kaç defâ gelmemesi için tembih ettim. Sözünde durmadı. Gelip, dostlarımı rahatsız etti. Ben de Allahü teâlânın izniyle onu yakalayıp bağladım..."
Ebü'l-Hasan Cûsuki hazretleri buyurdu ki: "Âlimlerin bozulmasının alâmeti ikidir: Biri, bildiklerini yapmazlar, bilmedikleriyle amel ederler. İkincisi, yapmamaları emredilen şeyleri yaparlar."
"Faydasız söz söylemek ve herkesle haşır neşir olmak, Allahtan yüz çevirmenin alâmetidir."
"Bir kimsenin Cehennemlik olduğu, üç şeyde açıkça görülür: Kendisine ilim verilir, amelden mahrûm edilir. Amel verilir, ihlâstan mahrum edilir. Allah adamlarının sohbetleri ile şereflenir, onlara hürmet etmez."