Allahü Teâlâ, Kerîm Olduğu Için Affeder

Allahü Teâlâ, Kerîm Olduğu Için Affeder
Ebû Hüreyre (radıyallahü anh) rivâyet etti. Bir gün Resûlullahın (sallallahü aleyhi ve sellem) huzûruna çölde ikâmet eden bir kimse geldi. "Ey Allahın Resûlü, kıyâmet günü mahlûkâtı kim hesaba çekecek?" diye suâl etti. Resûlullah "Allahü teâlâ" diye buyurunca, "Kâbe'nin Rabbi aşkına biz kurtulduk!" diye sevindi. Peygamberimiz "Ey Arabi bu nasıl olur?" diye sordu. O kimse de; "Çünkü, her şeye gücü yeten Allahü teâlâ, kerim olduğu için affeder" dedi.
Süleymân bin Âmir (radıyallahü anh) anlatır: Eshâb-ı kiram kendi aralarında; "Allahü teâlâ, bedeviler ve sordukları sorularla bizim bilgimizi arttırıyor" diye sohbet ederlerken, çöl sakinlerinden bir kimse çıkageldi. Resûlullaha; "Ey Allahın Resûlü! Allahü teâlâ, Cennette sahibine zarar veren bir ağaçtan bahsediyor" dedi. Resûlullah, onun ne ağacı olduğunu suâl eyleyince; "Dikenleri ile insanlara eziyet eden sedir ağacı" diye cevap verdi. Bunun üzerine Resûlullah; "Sen Allahın 'Onlar, dikensiz sedir ağaçları altında oturacaklar' (Vâkıa-28) buyurduğunu bilmiyor musun? Allah, sedir ağacının her dikeninin yerine bir meyve yaratmıştır. Üstelik meyveler yetmişiki çeşittir. Hiçbirinin rengi diğerine benzemez" buyurdu.
Resûlullah ayakları şişinceye kadar namaz kılardı. Enes "radıyallahü anh"ın da bulunduğu bir sırada, Eshâbdan (radıyallahü anhüm) bazı kimseler; "Ey Allahın Resûlü! Ne kadar çok ibâdet yapıyorsunuz? Allahü teâlâ, sizin işlediğiniz ve işleyeceğiniz günahları affetmedi mi?" diye suâl ettiler. Resûlullah "Evet. Ama çok şükreden bir kul olmayayım mı?" buyurdu.
Ali bin Ebi Tâlib (radıyallahü anh) anlattı: Resûlullah bana; "Sana beş bin koyun mu vereyim? Yoksa dinine ve dünyâna yarayacak beş şey mi öğreteyim" buyurdu. "Ey Allahın Resûlü! Her ne kadar beş bin koyun büyük bir servetse de, bana o beş cümleyi öğret" dedim. Resûlullah efendimiz "Allahım, günahlarımı bağışla. Ahlâkımı güzelleştir. Kazancımı helâlinden ve hayırlısından ver. Verdiğin rızıklara karşı beni kanaatkâr kıl ve beni dalâlete düşürme" buyurdu.

Yaşayan Maşuktur, âşık Bir Ölüdür

Vehbi Tülek

Kalan Günlerinin Kıymetini Bil

Vehbi Tülek

Tamah Eden, Dâimâ Sıkıntı Içinde Yaşar!

Vehbi Tülek

İmândan Güzel Bir Nîmet Yoktur

Vehbi Tülek

Günah Işlemek, Ölümü Unutmanın Alâmetidir

Vehbi Tülek