Amr Bin Utbe
"İnşâallah ona da kavuşurum"O; "Rabbimden üç şey istedim. Birincisi dünyâya rağbet etmeyeyim. Dünyâlıktan elde ettiğime de elde edemediğime de önem vermeyeyim. İkincisi, Allahü teâlâ çok namaz kılmayı nasib etsin. Üçüncüsü, şehidlik rütbesine kavuşayım. Allahü teâlâ bana ilk iki isteğimi nasip etti. Üçüncüsünü bekliyorum. İnşâallah ona da kavuşurum" demiş ve her üçüne de kavuşmuştur.
Bu mübarek zat, bir gün dört bin dirhem vererek çok soylu bir at satın aldı. Tanıdıkları; "Bu ata bu kadar para verilir mi?" dediler. Bunun üzerine onlara; "Bu atın, Allahü teâlânın yolunda attığı her bir adım, benim gözümde dört bin dirhemden daha kıymetlidir" cevâbını verdi.
Kölesi anlatır: "Amr bin Utbe bir gazâya çıkmıştı. Bir nöbet esnâsında namaza durdu. Bu sırada bir arslan kükremesi işitildi. Herkes telâşa kapılıp, sağa sola kaçmaya başladı. Amr bin Utbe, kendinden geçmiş bir vaziyette namazına devâm etti. Arslan, etrâfında dolaşıp bir şey yapmadı. Sonra arkadaşları; "Arslandan korkmadın mı?" dediler. O; "Allahü teâlânın dışında başka bir şeyden korkmaktan Allahü teâlâya karşı hayâ eder, utanırım" diye cevap verdi.
Şehidlik makâmına kavuştu...
Amr bin Utbe hazretleri, babasının kumandasında katıldığı bir gazâda beyaz bir elbise çıkarıp onu giydi ve; "Kanımın bunun üzerine akmasını istiyorum" dedi. Daha sonra harp başladı. Mâseyzân denilen mevkide yapılan bu şiddetli muhârebede atılan iri bir taş ile yaralandı ve sonra vefât etti. Böylece uzun zamandır arzu ettiği şehidlik makâmına kavuştu. Şehid olduğu yere giydiği elbise ile defnedildi...