Ana-baba Hakkına Riâyet Etmemek
Büyük günahlardan biri de; Ana-baba hakkına riâyet etmemektir. Allahü teâlâ, İsrâ sûresinin yirmiüçüncü âyet-i kerimesinde meâlen; "Rabbin kesin olarak şunları emretti: Ancak kendisine ibâdet edin, ana-babaya güzellikle muâmele edin, eğer onlardan biri veya ikisi senin yanında ihtiyârlık hâline ulaşırsa, sakın onlara 'öf' bile deme ve onları azarlama. İkisine de, iyi ve yumuşak söz söyle" buyuruyor. Yani, anne ve babanıza iyilik ederek ve onlara acıyarak muâmele ediniz. Onlar yaşlandıkları zaman, onlara sert söz söylemeyiniz. Onların hizmetini seve seve yapınız. Zirâ daha önce onlar, sizin hayâtınız üzerine titremişlerdi. Yine onlara latif ve kibar söz söyleyiniz. Allahü teâlâ, İsrâ sûresinin yirmidördüncü âyet-i kerimesinde meâlen; "İkisine de acıyarak tevâzu kanadını indir ve şöyle de: Ey Rabbim! Onlar, beni küçükken terbiye edip yetiştirdikleri gibi, sen de kendilerine merhamet et" buyuruyor.
Yine Lokman sûresi ondördüncü âyet-i kerimesinde meâlen; "Allahü teâlâya ve ananıza, babanıza şükredin" buyuruluyor. Bakınız, Allahü teâlâ, ana ve babaya şükrü, kendi şükrü ile birleştirdi. İbn-i Abbâs buyurdu ki: "Üç âyet-i kerime, üç şeyle beraber inmiştir. Bunlardan her biri, yanındaki olmadıkça kabul edilmez. Biri, meâlen; "Allahü teâlâya ve Resûlüne itaat ediniz"dir. Allahü teâlânın emrine itaat, Resûlünün emrine de itaat etmedikçe kabul olmaz demektir, ikincisi, meâlen; "Allahü teâlâya ve ananıza, babanıza şükrediniz"dir. Allahü teâlâya şükür, ana-babaya şükürsüz olmaz. Üçüncüsü, meâlen; "Namazı kılın ve zekâtı verin"dir. Malı nisâb miktarını geçip de zekâtını vermeyenin, namazı kabul olmaz."
Kim Allahü teâlâya şükreder, anne ve babasına şükretmezse, o şükrü de kabul edilmez. Bu sebeple, Peygamber efendimiz (sallallahü aleyhi ve sellem); "Allahü teâlânın rızâsı, anne ve babanın rızasındadır. Allahü teâlânın gazâbı, anne ve babanın gazâbındadır" buyurmuştur.
İbn-i Amr radıyallahü anh şöyle rivâyet etti: Bir gün Resûlullahın huzûruna birisi geldi ve; "Yâ Resûlallah! Sizinle beraber gazâya, cihâda gelmek isterim" dedi. Resûl-i ekrem ona; "Annen ve baban var mı?" buyurdu. O da; "var" dedi. Resûlullah; "Onun yanında bulun, senin cihâdın budur, ona hizmet et" buyurdu.