Anadolu Velîlerinden Cemâl Halîfe
Sözleri çok tesirliydi...Bu mübarek zatın vaaz ve sohbetlerine uzaktan yakından çok kimse gelerek istifâde etti. Kuvvetli bir hatib olan Cemâl Halife konuşmalarıyla müminleri coşturur, onlara mârifet deryâsından inciler dağıtırdı. Vaaz esnâsında bâzan coşar ve ağlardı. Ağlamaktan konuşamadığı zamanlar olurdu. Onun bu tesirli sözlerini duyanlar kendilerinden geçer, yaptıklarına pişman olurlardı. Nice günahkâr kimse onun nasihatlerini dinleyerek tövbe etmişti. Onun bu husustaki şöhretini duyup gelen Hristiyanlar vaaz ve nasihatlerini dinleyip Müslüman olurlardı...
Cemâl Halife 1526 (H.933) senesinde vazife yaptığı Koruklu Dergâhında vefât etti. Eyüp Sultan hazretlerinin karşısındaki Sütlüce Kabristanına defnedildi, kabri daha sonra, Çapa civârında Molla Gürâni Câmiinin karşısındaki Piri Mehmed Paşanın yaptırdığı Koruklu Dergâhının yanına nakledildi.
Taşköprülüzâde talebesidir
Birçok âlim ve devlet adamı, Cemâl Halife'nin sevenleri ve talebeleri arasında yer aldı. Şakâyık-ı Nu'mâniyye adlı eserin müellifi Taşköprülüzâde Ahmed Efendi onun talebelerindendi.
Cemâl Halife'nin vefatı sırasında, talebesi Taşköprülüzade yanındaydı. Ona şu nasihatlerde bulundu:
"İrfan ehli kimsenin, zamanımızdaki tasavvufu bilmeyen sûfilere tabi olmaması lazımdır. Bu devirde ise tasavvufu ve tasavvuf hallerini bilen kimse kalmamıştır. Eğer kalbinde tasavvufa meyil artarsa, dinin hududunu gözeten, ahkamı şer'iyyeyi iyi bilen bir tasavvuf ehli ara. Çünkü tarikatin esası, dinin emir ve yasaklarına, bütün edeblerine tam uymaktır."