ANCAK İSTANBUL KADISI OLURSUN
Çivizâde, 1545 senesinde Rumeli kadıaskeri olunca, Şâh Muhammed Çelebi'nin Sirâciyye Medresesine tâyin edilmesi için pâdişâha arz edip, onun iyiliğinden bahsederken; “Bu hakîrin mülâzimi olmasından başka hiçbir aybı yoktur.” dedi. Bunun üzerine pâdişâh, Çivizâde’ye iltifât edip; “Efendi! Yalnız sizin talebeniz olması ona şeref olarak yeter.” dedi. Çivizâde bunun üzerine; “Saâdetli pâdişâhım, iki mülâzimim vardır. Biri Şâh Muhammed Çelebi, diğeri de Kınalızâde Ali Çelebi’dir. İki gözüm gibidirler. İkisinin birbirinden farkı yoktur” dedi.
Kânûnî Sultan Süleymân, Nahcivân seferine çıkacağı zaman, Mihrimah Sultan Medresesi ne Bağdâdîzâde Hasan Çelebi’nin müderris tâyin olunacağı arz edilince, kabûl etmeyip; “Bu medrese, Şâh Muhammed Çelebi’nin yeridir. Başkasına verilirse kapatır veya dergâh hâline getiririz” dedi ve Şâh Muhammed Çelebi’ye iltifât etti. Şâh Muhammed Çelebi, bu medresede ilim öğretip Kur’ân-ı kerîmin hakîkatlerini anlatmaya çalıştı.Nakledilir ki: Bâzı dostlarına; “İnşâallah İstanbul kadılığına kadar ulaşacağım.” derdi. “Nereden biliyorsun?” diye sorduklarında; “Yirmi beş akçe ile Sirâciyye Medresesinde vazifeli iken, kadıaskerliğe mürâcaat etmiştim. O gece rüyâmda, hocam Çivizâde'yi gördüm. Dedi ki: “Düşündüğünden vazgeç. Ancak İstanbul kadısı olursun.” Merhumun sözünde hilâf ve vâdinde durmaması olmazdı” dedi.
Toplam Görüntülenme: 2098
Yayın tarihi: Cuma, 05 Aralık 2003
Bunları okudunuz mu?
- II. MAHMUD’UN İYİLİKSEVERLİĞİ
- YÜZBAŞI ŞEVKET
- KAHRAMAN OSMANLI HANIMI: EMİNE BÂNÛ
- MİMAR SİNAN VE SÜLEYMANİYE CAMİİ
- TOZKOPARAN İSKENDER
- Bir kâse yoğurt
- Kamaları Sökülmeyen Tek Batarya
- Elçiye Lüzum Yok
- HERKES YEDİĞİNİ GÖNDERİR
- Yavuz'un kuvveti