Kânûni Sultan Süleymân, Nahcivân seferine çıkacağı zaman, Mihrimah Sultan Medresesi ne Bağdâdizâde Hasan Çelebi'nin müderris tâyin olunacağı arz edilince, kabûl etmeyip; "Bu medrese, Şâh Muhammed Çelebi'nin yeridir. Başkasına verilirse kapatır veya dergâh hâline getiririz" dedi ve Şâh Muhammed Çelebi'ye iltifât etti. Şâh Muhammed Çelebi, bu medresede ilim öğretip Kur'ân-ı kerimin hakikatlerini anlatmaya çalıştı.Nakledilir ki: Bâzı dostlarına; "İnşâallah İstanbul kadılığına kadar ulaşacağım." derdi. "Nereden biliyorsun?" diye sorduklarında; "Yirmi beş akçe ile Sirâciyye Medresesinde vazifeli iken, kadıaskerliğe mürâcaat etmiştim. O gece rüyâmda, hocam Çivizâde'yi gördüm. Dedi ki: "Düşündüğünden vazgeç. Ancak İstanbul kadısı olursun." Merhumun sözünde hilâf ve vâdinde durmaması olmazdı" dedi.