Anne Babanın Önünden Yürümen Edepsizliktir!

Abdülkâdir Feyyûmî hazretlerinin evliyâ arasında yüksek bir derecesi vardı. Allahü teâlânın zât ve sıfatlarına âit bilgilerde yüksek ma’rifet sahibi idi. Onun yaptığı duâların kabûl olduğu çok görülmüştü...
Abdülkâdir Feyyûmî, bir gün İmâm-ı Şafiî hazretlerinin kabr-i şerîflerini ziyârete gitmişti. Oraya Zeynel’âbidîn-i Megâvî de gelmiş, yanında çocuğunu da getirmişti. Zeynel’âbidîn, Abdülkâdir Feyyûmî’yi görünce; “Efendim! Çocuğum hastalandı. Günlerce ızdırab içinde kıvranıyor ve derdinden ayağa kalkıp yürüyemiyor. Gitmediğimiz doktor, kullanmadığımız ilâç kalmadı. Fakat hiçbir netice alamadık. Sizden, oğlumun iyileşmesi için bir duâ istirhâm ediyorum” dedi. Abdülkâdir Feyyûmî de; “Kur’ân-ı kerîmden şifâ beklemeyen şifâ bulamaz. Kur’ân-ı kerîmin her harfinde, bin derde bin türlü deva vardır. Hastaya hem Kur’ân-ı kerîm okumalı, hem de ilâç vermelidir” dedi. Ellerini açarak duâ etmeye başladı. Büyük bir acz içinde boynunu bükerek yaptığı duâ daha bitmemişti ki, babasının kucağında gelen çocuk ayağa kalkıp yürümeğe başladı. Uzun zamandan beri yürüyemeyen çocuk onun duâsı bereketi ile iyi olmuştu.
Derslerinde buyurdu ki: “Allahü teâlâ, şeytana lanet edip, ona kıyâmet gününü gösterdi. Şeytan; Yâ Rabbi! İzzetin hakkı için, rûh kendilerinde bulunduğu müddetçe insanların kalbinden çıkmayacağım, dedi. Allahü teâlâ bu söze karşılık, izzetimin hakkı için ben de, onlarda rûh bulunduğu müddetçe tevbe etmelerine engel olmam. Her zaman tevbe edebilirler, vaadinde bulundu.”
“Kim anne ve babasının önünde yürürse haklarına riâyet etmemiş olur. Ancak anne ve babasının yolu üzerindeki eza ve cefâ veren bir şeyi almak için öne geçmesinde bir mahzur yoktur. Kim anne ve babasını ismiyle veya lakabıyla çağırırsa edebsizlik etmiş olur. Ancak babacığım, anneciğim diye söylemesi müstesnadır”
“Anladım ki, içlerinden birisi vefât ettiği zaman Müslümanlar 'Bizleri İslâm dîni üzere öldüren Allahü teâlâya hamd olsun' derler. Sonra bunu unuturlar. Ne ölümü ne de, bu söyledikleri sözlerini hatırlarına getirirler.”