Avâmın Ve Havâsın Tövbesi
"BİD'AT EHLİ İLE OTURMA!"Bu mübarek zatın çok kerametleri görülmüştür. Çok ibâdet ederdi. Gece yatağını hazırladıkları vakit, yalnız kalınca;
"Ey yatak! Sen rahat ve hoş bir şeysin. Ama ben senin üzerinde yatmam!" dedikten sonra, sabaha kadar ibâdet ederdi.
Buyurdu ki: "Âzâları içinde yalnız dili ile şükreden kimsenin şükrü az olur. Çünkü gözün şükrü, bir hayır gördüğü zaman onu almak, eğer şer görürse onu örtmektir. Kulağın şükrü, bir hayır işittiği zaman onu ezberlemek, şer işitirse onu unutmaktır. Ellerin şükrü, onlarla hak olandan başkasını tutmamaktır. Midenin şükrü, ilim ve hilm ile dolu olmak; ayakların şükrü de, iyilikten başkasına gitmemektir. Kim böyle yaparsa hakikaten şükredenlerden olur."
"Bid'at ehli ile oturana, hikmet verilmez. Bid'at ehli ile oturanın üzerine lânet inmesinden korkarım. Kim bid'at ehlini severse, Allahü teâlâ onun amelini yok eder ve kalbinden İslâm nûrunu çıkarır."
"Tövbe iki çeşittir. Biri avâmın tövbesi, biri de seçilmişlerin tövbesidir. Avâmın tövbesi günâhlardan tövbedir. Seçil-mişlerin tövbesi gafletten tövbedir. Avâm ile havâsın, seçilmişlerin tövbelerinde fark vardır. Avâm, günahlardan ve kötülüklerden tövbe eder. Havâs ise bunları zâten işlemez. Fakat onların tövbesi yanılmaktan, gaflete düşmekten ve yaptığı ibâdet ve tâatı sebebiyle kendini beğenme korkusundan tövbedir.
"ÖYLE ÜMİTLİ OL Kİ!.."
"Ey Âdemoğlu! Allahü teâlânın rahmetinden öyle ümitli ol ki, bu ümidin seni, Allahü teâlânın mekrinden emin kılmasın. Eğer bundan emin olursan, günâhları işler, Allahü teâlânın gazâbına uğrarsın. Yine Allahü teâlâdan öyle kork ki, bu korku O'nun rahmetinden ümidini kestirmesin. Ne kadar günahkâr olursan ol, yine de Allahü teâlânın rahmet ve merhametinden ümidli ol. Tövbe ederek Allah'a dön. Günâhı çok yapıyorsunuz. Halbuki istiğfârı çok yapmalısınız. Çünkü, insan âhirette, amel defterinde iki satır arasında istiğfâr görünce çok sevinir."
Ali el-Masisi hazretleri, hayâtının sonlarına doğru; "Kırk yıldır beni üzen tek şey, sabahın olmasıdır" buyurdu. O, gece ibâdetine doyamadan sabah oluyordu. 822 (H.207) yılında Masisa'da vefât etti. Oraya defnedildi.