Ayni Oyun

Ayni Oyun
Harput'a ilk gelen Amerikalı, Amerikan Board misyonerleri George W.Dunmore ve eþidir. Dunmore ve eþinin ilk çalıþmaları, genellikle diðer Hıristiyan mezhep üyeleri tarafından büyük bir tepkiyle karþılandı. Fakat Dunmore "Harput Ovası, Türkiye'de gördüðüm en zengin ve misyoner çalıþmaları bakımından da en elveriþli ve en çok umut vadeden ovadır!" þeklinde merkezine yazdıðı raporlarla, yeni elemanların gelmesi için zemin hazırladı. Bu arada yerli Protestan Ermeniler'den de istifade ederek eðitim faaliyetlerini artırdı. M. A. Melcom isimli on altı yaþında bir genç Ermeni'yi de eðitim faaliyetlerinde yardımcı olması için yanlarına aldılar. Harput'a ilk gelen Dunmore çiftinden sonra O. P. Allen ve Crosby, H. Wheeler çifti göç edenler arasında yerini almıþtır.
Daha önce Ýstanbul'a gelen Dr. Herman N. Barnum da 1858 yılında Harput'a gelir. Harput'a ilk gelen Amerikalılar olan Dunmore çifti, Wheeler çifti ve kızları Emily ve Dr. Barnum'la beraber küçük bir koloni kurarak çalıþmalarına baþlamıþlardır. Barnum ve Wheeler ikisi de ömürlerinin sonuna kadar Harput'ta kalmıþ ve ölümlerinden sonra misyonerler, Selvi Pınarı mevkiindeki yazlıklarının bahçesine gömülmüþlerdir. Dr. Barnum, Wheeler ve onlara yardımcı olan Allen, otuz yedi yıl boyunca Harput'ta beraber çalıþmıþlardır. Misyonerlerlik tarihinde bunun bir örneði olmadıðı misyonerler tarafından belirtilmektedir.
Dr. Barnum, misyonerlerde sıkça rastladıðı üzere uzun yıllar beraber çalıþtıðı Crosby H. Wheeler'in kızıyla evlenmiþtir. Birçok Amerikalı birbiri arkası sıra Harput'a gelerek görev yapmıþtır. Bunların bir kısmı daha önce Anadolu'ya gelerek yerleþip baþka misyonlarda görev yapan misyonerler olup, bir kısmı da doðrudan Harput'a görevlendirilenlerdir. Bu gelenlerin bir kısmı bir müddet görev yaptıktan sonra Harput'tan ayrıldıðı gibi, bir kısmı da Anadolu'da bir misyonerin çocuðu olarak dünyaya gelmiþ, burada büyümüþ, tahsil için Amerika'ya gönderilmiþ ve daha sonra tekrar bir misyoner olarak Anadolu'ya gelmiþtir.
Harput'a gelen misyonerler arasında; 1885 yılında Fırat Koleji Baþkanlıðı'na atanan James Levi Barton, Dr. Caleb Frank Gates, Henry Riggs önemli birkaç tanesi olarak sayılabilir. Misyonerler arasında en ilginç hayat hikâyesine sahip olan ise Henry Riggs'tir. Henry Riggs; misyonerler arasında bir ekol olan ve Türkiye'ye gelen ilk misyonerlerden olup, Ýncil'i; Ermenice, Bulgarca ve Türkçe'ye çeviren Elias Riggs'in torunudur. Riggs ailesi Anadolu'da oldukça geniþ bir kadroyla misyonerlik yapmıþlardır. Henry Riggs'in babası Merzifon Amerikan Koleji Baþkanı Edward Riggs'tir. Henry de bir misyoner çocuðu olarak Sivas'ta doðmuþtur. 1896 yılında Carleton Koleji'nden mezun olan Henry; Ermenice ve Türkçe'yi mükemmel konuþurdu.
Henry Riggs, kendisi gibi misyoner olan H. Barnum'un kızı Emma ile evlenmiþtir. Henry Riggs'in kardeþi Ernest W. Riggs de Harput'ta görev yapmıþtır. Ernest W. Riggs de abisi gibi yine bir misyonerin kızı olan Alice ile evlenmiþtir.
Bu kısaca saydıðımız isimler haricinde, kız okulları için Amerikan Boord'ın kadın misyonerler kısmı olan "Womes's Board of Misions" adlı kuruluþ tarafından da birçok bayan misyoner gönderilmiþtir. Bunlar arasında en faal çalıþan ve misyonerlik yeteneklerine sahip olan ise Bayan Hariet Seymour'dur. Kolejin kızlar kısmının sorumlusu ise Bayan Daniels'tir. Misyonun en faal üyelerinden bir tanesi de, Teknoloji Okulu'nun sorumlularından Edward Carey'dirHarput'ta görev yapan ilginç bir sima da Dr. Henry H. Atkinson'dur. Harvard'da tıbbi eðitim görmüþ olan Dr. Hanry Atkinson, mezrada Amerikalılar tarafından kurulan Annie Tracy Riggs Hastahanesi'nin kuruluþ ve geliþmesinde önemli bir rol oynamıþtır. Doktorluðunun yanı sıra, fizik konusunda da uzman olan Atkinson'a, Türkçe bilmesi de büyük avantaj saðlamıþtır. 1901 yılında Harput'a gelen Atkinson, özellikleri sebebiyle birçok görevi beraber üstlenir. Konsolos yardımcılıðı görevini de yürüten Atkinson, Türkiye'de hizmet verdiði on dördüncü yılın sonunda 1915 yılının Noel günü Harput'ta ölmüþtür.
Atkinson'un Harput'taki faaliyetlerinde en büyük yardımcıları ise eþi Harriet H. Atkinson ile Amerikalı baþ hemþire Bayan Maria P. Jacobsen olmuþtur. Diðer bir önemli yardımcı ise gece hemþiresi Jamaikalı Bayan Margret Campbel'dir.
Amerikan misyonu, birçok alanda faaliyet yapması sebebiyle oldukça fazla elemana ihtiyaç duymuþtur. Zaman içinde büyüyen misyon; yetimhanesinden teoloji okuluna, ilkokulundan kolejine, el atölyelerinden yetiþkin kurslarına, hastahanesinden konsolosluk faaliyetlerine kadar birçok konuda faaliyet yürütmüþtür.
Amerika'dan gelip giden birçok misyoner olmasına raðmen kadrosunun çoðunluðunu, misyonerlerin yetiþtirmiþ olduðu yerli yardımcılar oluþturuyorlardı. Özellikle hem daha ucuz çalıþmaları, hem de kendi toplumu üzerindeki etkisi sebebiyle yerli yardımcılara daha çok ehemmiyet verilmiþtir.
Yerli yardımcı olarak yetiþtirilen birçok Protestan Ermeni de Amerika'ya tahsil için gönderilmiþtir. Önceleri öðrenci olarak yetiþtirildiði okullara öðretmen olarak dönen kiþiler uzun bir dönem öðretmenlik yaptıktan sonra genellikle Amerika'ya göç etmiþlerdir. Bunlara birkaç örnek verecek olursak; Maraþ Teoloji Okulu mezunu Haroutoun, K. Avakion Fırat misyonunda yabancı dil ve matematik derslerine girmiþ ve daha sonra 1895 yılında Amerika'ya göç etmiþtir. Hachabad Bennenion adlı diðer bir yerli öðretmen de, on iki yıl öðretmenlik yaptıktan sonra 1896 yılında Amerika'ya göç etmiþtir. Amerika'da Boston kentinde (The Church Bell) "Kilise Çanı" adlı Ermeni gazetesinin müdürlüðünü yapmıþtır.
Misyonun kuruluþundan beri yerli yardımcılar arasında ilk eleman olan M.A. Melcon 16 yaþında öðretmenliðe baþlamıþ, uzun yıllar yaptıðı öðretmenlik görevinin yanı sıra, Gothe, Þekspir gibi ünlü Batılı yazarların eserlerini Ermenice'ye çevirmiþtir. Bir dönem Fırat Koleji'nin baþkanlıðını yapan ünlü misyoner Gates'in, Robert Koleji Baþkanlıðı yaptıðı sırada Melcon Robert Koleji'nde derslere girmiþ ve daha sonra Amerika'ya göç etmiþtir.
Amerikalılarla küçük bir temas kuran veya onların okullarında okuyan, müesseselerinde çalıþan birçok Ermeni'nin ideali, genellikle Amerika'ya göç olmuþtur. Burada Amerikan misyonerlerinin lüks yaþantıları, Amerika'nın zenginlikleri, eðitim vb. konulardaki iyi durumu etkili olmuþtur.
Amerika'ya ilk gidiþler genellikle misyonerlerin eðitim için gönderdiði öðrenciler olmuþtur. Bunlar daha sonra kendi memleketlerine gelerek okullarda ders vermeye baþlamıþlar. Bu ilk gidenlerin dönüþlerinde anlattıkları vb. olaylar zaman içinde misyonerlerin ayak iþlerine bakan hizmetçileri dahi hareketlendirmiþ, onlar da bir yolunu bulup Amerika'ya gitmeye çalıþmıþlardır.
Bunlarla ilgili ilginç bir örnek verecek olursak; Harput'tan Agop Babigian adlı bir Ermeni misyonerlerin yanında uþak olarak çalıþtıktan sonra bir yolunu bularak 1876 yılında Amerika'ya gitmiþ, orada umduðunu bulamayınca geri dönmüþtür. Yeniden misyonerlerle çalıþmaya baþlamıþ, bir müddet sonra tekrar Amerika'ya göç etmiþ ve orada bir halı dükkânı açmıþtır. Aynı þekilde Jakob Arekalyan adlı bir Ermeni genci, misyoner ailenin yanında uþak olarak çalıþmak üzere Amerika'ya gitmiþ, orada uþaklıðı bırakarak Boston'da bir ticarethane açarak baþarılı olmuþtur.
Bu göç olayı, yıllar boyunca devam etmiþ, Ermeniler'in misyonerlerin de etkisiyle Osmanlı Devleti'ne karþı yürüttükleri ayrılıcılık hareketi ve isyanlar sonucunda çıkan olaylarla beraber daha da artmıþtır. Fakat isyanlardan sonra, -baskılardan kaçmaya baþlamıþlardır- þeklinde yapılan propagandanın da geçerliliði söz konusu deðildir. Çünkü daha karıþıklık baþlamadan yıllar önce birçok kiþi para kazanmak için Amerika'ya gitmenin yolunu arıyorduAmerika'ya, özellikle misyonerlerin Harput'a gelmesinden sonra baþlayan göç akımı, zaman içinde Osmanlı yetkililerini de rahatsız etmiþtir. Hem nüfus kaybı, o dönem için iþ gücü kaybı, hem de prestij kaybına sebep olduðu için Osmanlı Devleti'nden göç rahatsızlık vermiþtir. Bu yüzden çareler aramaya çalıþılmıþtır.
Ayrıca göç edenlerin Amerika'ya gittikten sonra orada Amerikan tâbiiyetine geçerek, Amerikan vatandaþı olduktan sonra tekrar Osmanlı topraklarına dönerek (kapitülâsyonlarda) yabancı vatandaþlara tanınan imtiyazlardan faydalanmak istemeleri ve dokunulmazlık diyebileceðimiz bir zırha bürünerek daha pervasızca hareket etme imkânına kavuþmaları, Osmanlı Devleti'ni devamlı olarak huzursuz etmiþ ve bu husus Türk-Amerikan münasebetlerinde Osmanlı Devleti'nin baþını oldukça aðrıtmıþtır.
Türk düþmanlıðı ve zavallı Ermeniler propagandası, Ermeniler için Amerika'da prim yapması sebebiyle göç eden Ermeniler, genellikle bu metotla Amerika'da kendilerine bir yer edinebilmek için Osmanlı aleyhine faaliyetlerine orada da devam etmiþtir. Amerika'ya gidip yerleþenler de Anadolu'yla irtibatını kesmemiþ, oradan Osmanlı aleyhine, Anadolu'da faaliyette bulunan çetelere maddi-manevi destek vermiþlerdir. Özellikle Harput'tan Amerika'ya göçen Ermeniler bu konuda baþrol oynamıþlardır. Bir örnek verecek olursak, Harput'tan gizlice Amerika'ya giden ve orada Protestan papazlıðı yapan Sisan adlı bir Ermeni'nin orada para toplayarak Anadolu'ya gönderdiði gösterilebilir.
Anadolu'yu bölerek bir Ermenistan kurmak isteyen ve Türkiye'de suç iþleyen Ermeniler'in de sıðınak yeri yine Amerika olmuþtur. Amerika'da, oranın vatandaþlıðına geçtikten sonra silâh, Osmanlı aleyhine kitap, broþür ve benzeri malzemeyle tekrar geri geliyorlardı. Osmanlı Devleti bu isyancıların geri gelmelerini engellemek için yakın limanlarda kontrolleri arttırdıðı için, uzak limanlarda karaya çıktıktan sonra bir fırsatını bularak Harput'a gelmeye çalıþıyorlardı. Harput'tan Amerika'ya gizlice giden Ermeniler'in bir kısmı Anadolu'ya geçmek için Mısır'ın limanlarına giderek oradan Anadolu'ya gelmeye çalıþmaları da buna bir örnek olarak verilebilir.
Bu göç edenlerin, Osmanlı Devleti aleyhine yapmıþ olduðu faaliyetler her yıl artarak devam etmiþtir. Öyle ki bu faaliyetlerin dozunu o derece artırmıþlardır ki, düþmanlarımızla beraber silâh kuþanarak bize karþı savaþmak için Amerika'dan tekrar geri dönenler dahi olmuþtur. Birinci Dünya Savaþı sırasında, Osmanlı Devleti ile savaþan Rusya'ya, Anadolu'da bulunan Ermeniler'in de destek vererek onlarla beraber bize karþı savaþtıðı gibi, yurtdıþındaki gönüllü Ermeniler de onlara yardım etmek gayesiyle Van Vilâyeti civarına ve Ýran sınırına gelmiþlerdi. Bu gelenlerin büyük bir kısmının da; "Dahilden kaçan ve memalik-i ecnebiyeden gönüllü gelen, Mamüratül-Aziz Ermenileri'nin teþkil ettiði" düþünülürse; Batı dünyasının söylediði gibi, masum ve iyi niyetli olduklarını söylemek de pek mümkün deðil kanaatindeyim.
Türkiye'nin deðiþik yerlerinden Amerika'ya; ticaret, eðitim, vb. sebeplerle oldukça çok sayıda göç olmasına raðmen Harput bunlar arasında rekor bir sayıdadır. Harput Protestan kiliselerinin organizesiyle sadece bir yılda Harput'tan Amerika'ya, özellikle de Boston þehrine yapılmıþ olan 3000 kiþilik göç olayı, bütün Osmanlı topraklarından yapılan göçün 25'ine tekabül ettiði gibi, bu sayı bir rekor olarak da kabul edilmiþtir.
Harput ve çevresinden Amerika'ya göç edenlerin her türlü ihtiyaçları, Fırat Koleji'nin mezunları, Harput Protestan Kiliseleri Birliði ve Amerikalılar'ın Harput'taki kolonisinin desteðiyle karþılanmıþtır. Bu çalıþmalarda, Amerikalılar'ın Harput'ta açmıþ olduðu konsolosluðun da oldukça büyük bir rolü olduðu bilinmektedir.
Harput'tan bu kadar göçün gizli bir þekilde yürütülmesinde, bazı memurların suiistimallerinin, misyoner vb. kuruluþların yanı sıra, türeyen simsarların da etkili olduðu bilinmektedir. Amerika'ya göç edenlerin gidiþleri sırasında ve Amerika'ya kabullerinde yaþanan zorlukları aþmak için Harput'ta kurulan iki dernek ile Ýstanbul ve ABD'deki ajanların etkili çalıþmalarının rolü büyük olmuþtur.
Liverpol'a kadar gitmeyi baþaran Ermeni göçmenlerle konuþan Osmanlı Elçisi, Harput'a baðlı köylerden olduklarını ve bazı Ermeni tüccarların bir miktar para karþılıðı bu kaçıþı kolaylaþtırdıkları, bu tüccarların Mersin ve diðer limanlarda adamları olduðu, bunlar vasıtasıyla, kayıkla götürülerek Marsilya ve Ýngiltere'ye giden vapurlara bindirildiklerini öðrenmiþtir

Tevekkül Eden Kimse Cömert Olur

Vehbi Tülek

Felsefecileri Kerpiçle Susturan Zat!

Vehbi Tülek

Ağlayıp Sızlamak, Derdi Belâyı Geri Çevirmez

Vehbi Tülek

Hanefî Mezhebinde Namazın Sünnetleri

Vehbi Tülek

Fakirlik Korkusu Olan Şeytana Itâat Eder

Vehbi Tülek