Aziz Mahmud Hüdayi Hazretleri Ve Kayserili Halil Paşa
"Canboladzâde-i bed-nihâd, nimet-i celile-i padişahi ile peşvereş bulmuşken, velinimeti ne âsi ve âk ve dahil-i zümre-i şikak ve nifak olmağın min canibillah dest-i kuvvet ve bazu-yu takat ve itibar-i şikeste olmuştur. Bila tereddüd üzerine varmanız ümmet-i Muhammed'e nâfi ve bunun hakkından gelinmek ırk-ı cümle-i ehl-i fesâdı kâtı' olmak biiznillah melfuzdur."Bu mektup Halil Ağa'ya ulaştığında seferin serdarı Kuyucu Murad Paşa, Celalilere karşı yapılacak cengi tehir etmişti. Ancak mektubu okuyan Halil Ağa, bunu Murad Paşa'ya iletti ve hemen eşkıyaya karşı hücuma kalkıp onları darmadağın ettiler.Daha sonra da Calalilerin elinde bulunan Haleb kalesini muhasara ettiler. Bu sırada yine Aziz Mahmud Hüdayi hazretlerinden askeri teşvik eden bir mektub geldi. Şevke gelen Osmanlı askeri kaleyi hemen zaptedip eşkıyayı ortadan kaldırdı. Halil Ağa daha sonra Paşalığa terfi ederek Kaptan-ı Deryalığa getirildi. Her sefere çıkışından önce hocasını ziyaret eder ve dualarını alırdı. Malta üzerine yapılan sefer sırasında yine hocasından bir mektup geldi ve bir çok ganimetlerle geri döndü. Daha sonra Sadrazamlığa getirilen Halil Paşa, İran üzerine yapılan sefere serdar tayin edildi. Yine bu seferden önce de Aziz Mahmud Hüdayi hazretlerinin elini öpüp dualarını aldı. Onunla beraber bütün vezirler, paşalar ve ağalar da gelerek mübarek zatın dualarını aldılar. Hüdayi hazretleri, tam atına bineceği sırada Halil Paşa'ya, sırtından çıkardığı hırkasını giydirdi. Bu seferden de Osmanlı ordusu büyük bir zaferle döndü. Tabii, evliyanın duasına mazhar olduğu için. Beyt: Andan ider ehl-i Hüdâ kesb u feyz Himmeti deryasına yok hadd ü gayzHalil Paşa 1628'de tekaüde ayrılınca hocasının deraghıda münzevi bir hayat sürdü. Ertesi sene de vefat etti ve hocasının türbesinin yanına defnedildi.