Bâyezîd-i Bistâmî
"Bizim için ne getirdin?"Bundan sonra, zikir ve huzûr hâli içinde rûhunu teslim etti. Vefâtı 875 (H.261) senesinde Mayıs ayına rastlar. Kabri, İran'ın Bistâm şehrindedir.
Sultân-ül-Ârifin Bâyezid-i Bistâmi vefât ettikten sonra, büyüklerden biri kendisini rüyâda görüp; "Allahü teâlâ sana ne muâmele eyledi?" diye sordu. Buyurdu ki:
-Beni toprağa koydukları zaman bir nidâ geldi. "Ey Bâyezid! Bizim için ne getirdin?" diyordu.
-Yâ Rabbi! Sana lâyık hiçbir iyi amel yapamadım. Huzûruna lâyık hiçbir şey getiremedim, ama şirk de getirmedim, dedim.
Bâyezid-i Bistâmi vefât ederken, kendisini sevenlerden Ebû Mûsa ismindeki zât yanında bulunamamıştı. Fakat o gece bir rüyâ gördü. Arş'ı, başı üzerine alıp taşıyordu. Çok hayret edip, hikmetini anlıyamadı ve bunu Bâyezid-i Bistâmi'ye sormak için yola düştü. Yolda, Bâyezid-i Bistâmi'nin vefât ettiğini haber aldı. Bistâm'a geldiğinde fevkalâde bir kalabalık gördü. Tabutunu taşımakla şereflenmek için yaklaşmaya çalıştı. Fakat yanaşıp da tabutu taşımak mümkün olmuyordu.
"Gördüğün rüyânın tâbiridir"
Ebû Mûsa, bundan sonra olanları şöyle anlatıyor:
"Gördüğüm rüyâyı unutmuş vaziyette, hazret-i Bâyezid'in tabutunu taşımakla şereflenmek istiyordum. Bu mümkün olmayınca tabutu taşıyanlar arasından meşakkatle, sıkıntı ile geçip tabutun altına girdim ve başımı tabuta dayayıp öylece gidiyordum. Birden tabutun içinden bana şöyle hitâb ettiğini duydum:
"Ey Ebû Mûsâ! İşte şu bulunduğun hal akşamki gördüğün rüyânın tâbiridir."