Be­de­ni In­san, Ba­şı ­mer­keb O­lan â­lim!

Be­de­ni In­san, Ba­şı ­mer­keb O­lan â­lim!
"BU NA­SIL OLUR?!."
Şâm'da bu­lu­nan ha­dis âlim­le­rin­den bi­ri­nin ya­nı­na ha­dis-i şe­rif din­le­mek için git­miş­tim. Önün­de bir per­de var­dı. Yü­zü gö­rün­mü­yor­du. Otur­dum. Per­de ar­ka­sın­dan ha­dis-i şe­rif oku­ma­ya baş­la­dı. Ken­di ken­di­me, "aca­ba ni­çin önü­ne per­de tu­tu­yor?" di­ye hay­ret et­tim!..
Ha­dis-i şe­rif oku­ma­yı bi­tir­di. Be­nim İb­ni Men­de ol­du­ğu­mu bi­lip, ba­na;
"Ey Ebâ Ab­dül­lah! Be­nim per­de ar­ka­sın­da otur­ma­mın se­be­bi­ni bi­li­yor mu­sun?" de­di. Ben de;
"Hâ­yır bil­mi­yo­rum" de­dim.
"Sen ilim eh­lin­den­sin ve ha­dis il­miy­le meş­gûl olan­lar­dan­sın. Sa­na an­la­ta­yım..." di­ye­rek şöy­le an­lat­tı:
-Bir gün, ha­dis il­min­de imâm olan ho­ca­la­rım­dan bi­ri­nin hu­zû­run­da idim. Re­sû­lul­la­hın "sal­lal­la­hü aley­hi ve sel­lem" (Ba­şı­nı imâm­dan ön­ce kal­dı­ran kim­se, ba­şı­nı Al­la­hü te­âlâ­nın mer­keb ba­şı­na çe­vir­me­sin­den kork­maz mı?) bu­yur­du­ğu ha­dis-i şe­ri­fi oku­du. Bu ha­dis-i şe­ri­fi çe­şit­li râ­vi sil­si­le­sin­den ri­vâ­yet et­ti. Şah­sım­da bu­lu­nan şe­kâ­vet­ten ola­cak ki, kal­bim­de "bu na­sıl olur?" di­ye bir şüp­he uyan­dı...

"BU SIR­RI­MI KİM­SE­YE SÖY­LE­ME!"
O ge­ce uyu­dum. Sa­bâh­le­yin kalk­tı­ğım­da, ba­şım mer­keb ba­şı şek­li­ne gir­miş­ti. Bu se­bep­ten ilim mec­lis­le­rin­den mah­rûm kal­dım. İlim ta­le­be­si ya­nı­ma gel­di­ğin­de, on­lar­la böy­le per­de ar­ka­sın­dan ko­nu­şu­rum. Se­nin ilim­de­ki ve din­de­ki de­re­ce­ni bil­di­ğim için bu sır­rı sa­na söy­le­dim. Yal­nız ben ha­yât­ta ol­du­ğum müd­det­çe bu­nu kim­se­ye söy­le­me. Ben ve­fât et­dik­ten son­ra an­lat ki, in­san­lar ib­ret al­sın­lar da, ha­dis-i şe­rif din­ler­ken edep­li ol­sun­lar ve kalb­le­ri­ne şüp­he ge­tir­me­sin­ler" de­di.
Bu­nu kim­se­ye an­lat­ma­ya­ca­ğı­ma dâ­ir Al­la­hü te­âlâ­ya söz ver­dim, ah­det­tim. Son­ra o zât per­de­yi kal­dır­dı ve ken­di­si­ni ba­na gös­ter­di. Be­de­ni in­san be­de­ni, ba­şı ise mer­keb ba­şı idi. Bu hâ­li o ha­yât­ta iken kim­se­ye söy­le­me­dim. Her şe­yin doğ­ru­su­nu en iyi bi­len Al­la­hü te­âlâ­dır...

El Helâl Kârda, Gönül Ise Hakîkî Yârdadır

Vehbi Tülek

Gelen Belalara Sabırlı Hatta Şükredici Olmalı

Vehbi Tülek

Kişiyle Alay Etmenin Sonu Pişmanlıktır

Vehbi Tülek

İnsanlarla Uğraşmakta Hayır Ve Fayda Yoktur

Vehbi Tülek

Ey Mahmûd! Uzat Elini Seni Yukarı Çekeyim

Vehbi Tülek