Bedir Şehitlerinden Sa'd Bin Hayseme
EBÛ CEHİL BAŞI ÇEKİYORDU...Bunun üzerine kervanın başında bulunan Ebu Süfyan, Mekke'ye haber göndererek yardım istedi. Ebu Cehil'in başı çektiği 1000 kişilik bir müşrik ordusu Bedir önlerine geldi...
Eshâb-ı kiram 313 kişi olup, bunların 83'ü Muhâcirlerden, gerisi Ensardan idi. Orduda, süvâri gözcülerin kullandığı iki atla, münâvebe ile binilen yetmiş deve bulunuyordu. Peygamber Efendimiz (sallallahü aleyhi ve sellem), Ömer ibn-i Ümmü Mektum'u, Medine halkına namaz kıldırmak için yerine vekil bırakarak, ramazan-ı şerifin sekizinde Medine'den yola çıktılar...
Resül-i Ekrem Efendimiz (sallallahü aleyhi ve sellem), Bedir'e giderken "Size müjdelerim ki, Allahü teala, bana iki topluluktan birini va'detti. Allah'a yemin ederim ki, ben sanki Kureyş kavminin düşüp telef olacakları yerlere bakıyorum" buyurdu. Bedir'e varıldığında ise "Burası filanın... şurası da filanın öldürüleceği yerdir..." diye mübarek eliyle gösterdi. Hiçbirinin yeri şaşmadı, hep öyle oldu.
BABA-OĞULUN ŞEHİDLİK YARIŞI!..
Süleymân bin Bilâl (radıyallahü anh) anlatıyor: "Resûl-i Ekrem Efendimiz (sallallahü aleyhi ve sellem) Bedir Gazâsı için yola çıktığında, Sa'd bin Hayseme ve babası (radıyallahü anhüma), Peygamber efendimizle beraber gazâya katılmak istediler. Durumu Server-i âleme bildirdiler. Resûl-i Ekrem Efendimiz (sallallahü aleyhi ve sellem), ikisinden birinin savaşa katılmasını emretti. Bunun üzerine kur'a çekmeye karar verdiler. Kur'adan önce Hayseme bin Haris, oğlu Sa'd'a; "Birimizin burada kalması gerekiyor. Sen hanımınla beraber kal" dedi. O ise; "Eğer bu, Cennetten başka bir şey için olsaydı seni kendime tercih ederdim. Fakat bu harpde şehid olmak istiyorum" dedi. Sonra kur'a çektiler. Kur'ada Sa'd (radıyallahü anh) kazandı. Resûlullah Efendimiz (sallallahü aleyhi ve sellem) ile beraber Bedir Savaşına katıldı ve Amr bin Abduved onu şehid etti..."