Bidat Ehli, İslam âlimini Beğenmez
Bidat, sonradan çıkarılan şey demektir. Bunlar ya âdette olur veya ibadette olur. Âdette bidat, sevap beklenilmeden, dünya menfaati için yapılan şeylerdir. Âdette bidat, bir ibadeti bozmazsa veya dinin yasak ettiği bir şey değilse günah olmaz. Âdette olan bidat, ceket, pardesü giymek, çay ve kahve içmek gibi dinin yasak etmediği bir şey ise, günah değildir. Peygamber efendimizin (sallallahü aleyhi ve sellem) papaz ayakkabısı ve Rum cübbesi giydiği hadis-i şerifle bildirildi.
Fen ve fen bilgileri dinde bidat değildir. Fenni buluşlara sahip çıkmak, dinimizin emridir. (İlim Çin'de de olsa alın! Fen ve sanat, müminin kaybettiği malıdır. Nerede bulursa alsın) hadis-i şerifleri, kâfirlere uymayı değil, fenni onlarda bile olsa, arayıp bulmayı emrediyor.
İbadette bidat, Resulullahın ve dört halifesi zamanında bulunmayıp da, dinimizde, sonradan meydana çıkarılan, uydurulan inanışlara, sözlere, işlere, şekillere ve âdetlere denir. İbadetlere bidat karıştırmak büyük günahtır. Bidati sünnet diye işlemek haramdır. Bunların hepsini din diye, ibadet diye uydurmak veya dinin önem verdiği şeyleri dinden ayrıdır, din buna karışmaz demek bidattir.
Bid'atlerin bazıları küfür, bazıları büyük günahtır. Hadis-i şerifte, (Her bidat sapıklıktır) buyuruldu. Bidat çıkaran, dinde noksanlık görüp bazı hükümleri değiştirmeye, yeni hükümler koymaya çalışır. Sahih hadisleri uydurma zanneder, İslam âlimlerini beğenmez. Bidat ehli kibirlidir. Bidatin de hırsızlık, katillik, içki içmek gibi haramlardan daha büyük olmasının sebebi budur. Günah işleyen kimse, Allah'ın emrine isyan etmiş olur, büyük günah işler. Fakat bidat çıkaran kimse, Allah'ın, Resulünün ve Resulullahın vârisleri olan âlimlerin bildirdiği hükümleri beğenmeyip yeni hükümler koymaya, bizzat dinin sahibi olmaya çalışıyor. Yani Allah adına, Resulü adına hareket ediyor, hatta onları beğenmeyip kendi görüşünü din gibi ortaya koymaya çalışıyor. Bu bakımdan bidat ehli, hırsızdan, eşkıyadan, katilden daha büyük günah işliyor.