Yüzden fazla eser yazdı. Bunlardan “Hadîkat-ün-Nediyye” kitabında buyuruluyor ki:
“Günahlardan sakınmayan Müslümanların ibâdetleri sahih olsa da, kabul olmaz. Çünkü hadîs-i şerîfte; (Bidat sahiblerinin ibâdetleri kabûl olmaz) buyuruldu. Küfürden sonra günahların en büyüğü bidat sahibi olmak, yanî Ehl-i sünnet itikâdından ayrılmaktır.”
“Hür kadının, zevci veya ebedî mahrem akrabasından biri yanında bulunmadan, yalnız veya başka kadınlarla yahut, âkil, baliğ ve sâlih olmayan mahremi ile üç günlük yola gitmesi haramdır. Bir veya iki erkeğin sefere gitmesi mekrûhtur. Üç erkeğin gitmesi mekrûh olmaz. Dört erkeğin gitmesi ve içlerinden birini emîr seçmeleri sünnettir.”
“Üzerinde İslâm harfleriyle yazılmış bir yazı, hattâ bir harf bulunan kâğıdı, örtüyü, seccadeyi yere koymak yere sermek tahrîmen mekrûhtur. Bunları her ne için olursa olsun kullanmak ve yere sermek, hakaret etmek olur. Hakaret etmek için sermek veya kullanmak küfür olur. Duvara yazmak, yazıyı asmak caiz olur denildi. Buradan anlaşılıyor ki, üzerinde Kâbe, câmi resmi veya yazı bulunan seccâdeleri namaz kılmak için yere sermek caiz değildir. Bunları ziynet (süs) için duvara asmak caiz olur.”
“Sünnet iki türlüdür Sünnet-i hüdâ ve sünnet-i zevâid. Sünnet-i hüdâ, câmide itikâf etmek, ezan ve ikâmet okumak, cemâat ile namaz kılmak gibidir. Bunlar, İslâm dîninin şiarıdır. Bu ümmete mahsusturlar. Beş vakit namazdan üçünün revâtib, yani müekked sünnetleri de böyledir. Sünnet-i zevâid, Resûlullahın (sallallahü aleyh ve sellem) giyim, yemek, içmek, oturmak, barınmak, yatmak ve yürümekteki âdetleri ve iyi işlere sağdan başlamak, sağ eli ile yiyip içmek gibidir.”