Bilenlerden Sorup Öğreniniz

Bilenlerden Sorup Öğreniniz
Selef-i sâlihinin riyâzetleri, ibâdetleri, bütün sözleri ve ictihâdları, Kur'ân-ı kerime ve hadis-i şeriflere uygun idi. Selef-i sâlihin azimet ile amel ederler, Müslümanlara da, ruhsat ile hareket etmeleri için fetvâ verirlerdi. Hadis-i şerifte, üçüncü asırdan sonra, yalan ve iftirânın çoğalacağı bildirildi. Bid'atler, dalâletler artacaktır. İtikatta ve amelde, Selef-i sâlihinin yolundan ayrılanlar, sapanlar çoğalacaktır. Kitaba, Sünnete ve Selef-i sâlihinin icmâ'ına sarılan fıkıh âlimleri ve tasavvuf yollarının sâlikleri kurtulacak, bunlardan ayrılanlar felakete sürükleneceklerdir. Fıkıh âlimleri ve tasavvuf yolunun mütehassısları kıyâmete kadar bulunacak. Fakat kimler olduğu kesin olarak bilinmeyecektir. Ancak, Müslümanların söz birliği ile şehâdet ettikleri kimseler belli olacaktır.
Her Müslümanın (İlmihâl) öğrenmesi farz-ı ayndır. Allahü teâlâ, (Bilenlerden sorup öğreniniz!) buyurdu. Bilmeyenlerin, âlimlerden ve bunların kitaplarından öğrenmeleri lâzım oldu. Bunun için, hadis-i şerifte, (İlim öğrenmek, erkeklere de kadınlara da farzdır) buyuruldu. Bu emirler, beden ile ve kalp ile yapılması ve sakınılması lâzım olan bilgileri, (İlmihâl) kitaplarından öğrenmek lâzım olduğunu ve câhil din adamlarının, mezhepsizlerin sözlerine, kitaplarına aldanmamayı göstermektedir.
Doğru yolun âlimleri söz birliği ile bildirdiler ki, her Müslümanın Ehl-i sünnet itikatını kısa olarak ve günlük işlerindeki ve ibâdetlerdeki farzları ve haramları iyice öğrenmeleri farz-ı ayndır. Bunların fazlasını ve Arabi lisanının oniki âlet ilmini öğrenmek ve tefsir ve hadis-i şerif ve fen ve tıb bilgilerini, hesap, yâni matematik öğrenmek, farz-ı kifâyedir. Bu farz-ı kifâyeyi, bir şehirde, bir kişi öğrenirse, bu şehirde bulunanların öğrenmeleri farz olmaz. Müstehab olur. Şehirde fıkıh kitaplarının bulunması da, İslâm âlimlerinin bulunması gibidir. Böyle şehirde, fıkıh bilgilerinin fazlasını ve tefsir ve hadis öğrenmek hiç kimseye farz olmaz. Müstehab olur. Ahkâmın delillerini bulup incelemek, hiçbir zaman, hiçbir kimseye farz değildir. Yalnız âlimlere her zaman, müstehabdır.

Kalan Günlerinin Kıymetini Bil

Vehbi Tülek

Tamah Eden, Dâimâ Sıkıntı Içinde Yaşar!

Vehbi Tülek

İmândan Güzel Bir Nîmet Yoktur

Vehbi Tülek

Günah Işlemek, Ölümü Unutmanın Alâmetidir

Vehbi Tülek

Ahiret Yolculuğundan Gâfil Olan Zavallıdır!

Vehbi Tülek