Bir Derviş Gâzi Dursun Fakîh
"KURULUŞ"UN MİMARLARINDAN...Anadolu Selçuklu Sultanı'nın, İlhanlı Gazân Hân tarafından İran'a götürülmesi üzerine devlet parçalandı. Her önüne gelen bey, herkes, sığınacak yer arar oldu. Haber Osman Bey'in meclisine de ulaştı. Mecliste hazır bulunan Osman Bey'e, hatib ve vaizi Dursun Fakih şu teklifi yaptı:
"Beyim! Cenâb-ı Hak size, sığınacak yer arayan Müslümanları bir araya toplayıp idâre etmek basiretini ve gücünü ihsân etmiştir. Allahü teâlânın inâyeti, duâ ordusunun himmet ve bereketi, gazâ ordusunun kuvvet ve kudretleriyle çevrenizdeki tekfurları dize getirip, birçoklarının topraklarını mülkünüze dâhil ettiniz. Şimdi sıra Anadolu topraklarını ehil olmayanların elinden kurtarıp, ahâlisini huzûra kavuşturmaya gelmiştir. Müsâade buyurun da, adınıza hutbe okuyup, sizi sultan ilân edelim!.."
Osman Bey düşünüp, istişâre etti. Dursun Fakih'e hak verdi. O gün Dursun Fakih, Osman Gâzi adına hutbe okuyup, beyinin sultanlığını ilân etti.
Dursun Fakih okuduğu hutbelerde, vaaz ve nasihatlerinde gâzilerin gazâ şevkini arttırıcı sözler söylerdi... Osman Gâzi'nin seçme yiğitleri, Allahü teâlânın dinini yaymaya, insanlara merhametli davranıp zarar vermemeye çok gayret ettiler. Herkese iyilik edip, hayırlı amel işlediler...
TEMELLER SAĞLAM ATILDI...
Dursun Fakih, Osman Gâzi'den sonra, oğlu Orhan Bey'in de en yakın müşaviri oldu. Her işinde onunla istişâre edip, devletin devâmlı ilerlemesini, altı yüz yıllık Osmanlı Devleti'nin temellerinin sağlam olarak atılmasını temin etti.
1330'da İznik, Orhan Gâzi tarafından alındıktan sonra Bilecik Kâdısı olan Çandarlı Kara Halil, İznik Kâdılığına getirildi. Bu târihten itibâren Dursun Fakih'e de Bilecik Kâdılığı vazifesi verildi. Dursun Fakih'in bu görevde iken vefât ettiği tahmin olunmaktadır. Kabri Bilecik'teki hocası Şeyh Edebâli hazretlerinin türbesi içindedir. Bu çok sevilen derviş gâzinin bir "makam türbe"si de, Söğüt'ün Küre köyü civârında bir tepe üzerindedir.