Bir Mümine Hıyânet Etmekten Çok Sakın!
Sohbetlerinde buyurdu ki:
"Her zaman ve her yerde, doğru ol. Yalan, sözünde durmamak, emâneti yerine getirmemek gibi kötü huylardan çok sakın. Yalancı ve sözünde durmayanlarla düşüp kalkma. Çünkü böyleleriyle berâber olmak, günaha sebep olur. Yine, sözlerinde ve işlerinde riyâdan sakın. Çünkü riyâ, gizli şirktir. Ucb'dan da kendini muhâfaza et. Ucb, yaptığı ibâdetleri, iyilikleri beğenerek bunlarla övünmektir. Ucb bulunan amel, Allahü teâlânın katında makbûl değildir. (Fakat bunların Allahü teâlâdan gelen nimetler olduğunu düşünerek sevinmek, ucb olmaz.)
Sen, dînini, dîni üzerine titreyen âlimlerden öğren. Çünkü, dîninde sağlam olmayan, ilmiyle amel etmeyenlerin hâli, hasta olup, kendisini tedâvîden ve kendine bir çâre bulmaktan âciz olan tabîbin hâline benzer. Böyle bir tabîb, insanların hastalıklarını, nasıl teşhis edip, iyileştirir? Onlara nasıl ilâç tavsiye eder? Çünkü kendisi hastadır. İşte dîni üzerine titremeyen, ilmiyle amel etmeyen bir kimse, senin dînine, îmânına zarar gelir diye nasıl titrer? Ne derecede titizlik gösterebilir?
Güzel edep ve güzel ahlâka iyi sarıl. Cemâate muhâlefet edip, onlardan ayrılma. Çünkü hayır, cemâat iledir. Fakat, cemâat dünyâya dalıp, dünyâlarını mamur etmeye çalışıyorlarsa, onlara uymazsın...
Dîni hakkında senden bir şey soran her mümine, yardımcı ol. Onlara yol göster. Onlara nasîhatte bulun. Allahü teâlânın beğendiği bir işte, seninle müşâvere eden (sana danışan) bir kimseden hiçbir şeyi gizleme. Bir mümine hıyânet etmekten çok sakın. Kim bir mümine hıyânet ederse, Allahü teâlâ ve Resûlüne hıyânet etmiş olur...
Mümin bir kardeşini Allahü teâlânın rızâsı için sevdiğin zaman, canını ve malını ondan esirgeme. Dînin, senin etin ve kanın yerindedir. Kendin için ağla. Kendine merhamet et. Sen kendine acımazsan, başkası hiç acımaz. Senden dünyâ sevgisini giderip, âhirete hazırlık için teşvik eden kimselerle oturup, kalk. Dünyâ işine dalıp, âhireti unutanlarla düşüp kalkma. Çünkü onlar senin dînini, îtikâdını ve kalbini bozarlar.