Bu Mescidde Sesini Yükseltme

Bu Mescidde Sesini Yükseltme
Şerif Münhessir Kâsımi, Hücre-i saadetin Şam tarafındaki teheccüd mihrabı önünde uyumuştu. Ansızın kalkıp. Hücre-i saadetin önüne geldi. Gülerek geri gitti. Mescid-i Nebi hizmetçilerinin müdürü olan Şemseddin Savâb, mihrabın yanında idi. Niçin güldüğünü sordu. "Birkaç günden beri evimde yiyecek bir şey yoktu. Hazreti Fâtıma'nın makamında, yâ Resûlallah! Aç kaldım deyip, buraya gelerek uyumuştum. Rüyâda, Yüce Ceddim bir kâse süt verdi. İçtim. Uyandığımda kâse elimde idi. Teşekkür için, Hücre-i tâhire önüne geldim. Oradaki zevkten, lezzetten güldüm, işte kâse!" dedi.
Abbasi halifesi Ebû Ca'fer Mensûr ile İmâm-ı Mâlik, Medine-i münevverede Resûlullah efendimizin mescidinde bulunuyorlardı. Ebû Ca'fer Mensûr, yüksek sesle bir şeyler söyledi. Bunun üzerine İmâm-ı Mâlik; "Ey müminlerin emiri! Bu mescidde sesini yükseltme! Çünkü Allahü teâlâ, Hucurât sûresi ikinci âyet-i kerimede meâlen; (Ey imân etmekle şereflenenler! Sesinizi, Nebiyyullahın sesinden yukarı çıkarmayınız. O'na karşı, birbirinize bağırdığınız gibi seslenmeyiniz! O'na saygısızlık gösterenin ibâdetleri yok olur) buyurarak, bir kavmi terbiye eyledi.
Yine Hucurât sûresi üçüncü âyet-i kerimede meâlen; "Resûlullahın yanında (nehye muhalefetten sakınarak, edebe riâyet eyleyerek) seslerini yavaşlatanlar o kimselerdir ki, Allahü teâlâ kalblerini takvâ için imtihan etmiştir. Onlar için mağfiret ve pek büyük ecir vardır" buyurarak da, bir kavmi medh buyurdu. İmâm-ı Mâlik hazretleri "Vefât ettikten sonra da Resûlullaha hürmet, hayatlarındaki hürmet gibidir" buyurdu. İmâm-ı Mâlik'in bu nasihatlerini dinleyen halife Ebû Ca'fer Mensûr, sesini yavaşlattı ve; "Yâ İmâm! Resûlullahın huzûrunda duâ ederken kıbleye mi döneyim, yoksa Resûlullaha yönelerek mi duâ edeyim?" diye sordu. İmâm-ı Mâlik; "Ey müminlerin emiri! Yüzünü Resûlullah efendimizden başka tarafa çevirme! Çünkü Resûlullah Allahü teâlâ katında dileklerimiz için vesilemizdir. Bundan dolayı da, yüzünü Resûlullaha dönmeli, O'nun şefaatini istemelisin. O zaman Allahü teâlâ, O'nu sana şefaatçi kılar" buyurdu.

Kalan Günlerinin Kıymetini Bil

Vehbi Tülek

Tamah Eden, Dâimâ Sıkıntı Içinde Yaşar!

Vehbi Tülek

İmândan Güzel Bir Nîmet Yoktur

Vehbi Tülek

Günah Işlemek, Ölümü Unutmanın Alâmetidir

Vehbi Tülek

Ahiret Yolculuğundan Gâfil Olan Zavallıdır!

Vehbi Tülek