Bu Vazîfeyi Yapacak Kuvvete Sahip Değilim

Bu Vazîfeyi Yapacak Kuvvete Sahip Değilim
-Hişâm bin Abdülmelik bana haberci gönderip yanına çağırarak, "Biz senin küçüklüğünü, büyüklüğünü ve her hâlini biliriz. Seni işlerimde kendime yardımcı yapacağım. Bu sebeble Mısır'ın haracı üzerine seni tayin ettim" dedi. Ben de "Bu vazifeyi yapacak güç ve kuvvet sahibi değilim, size faydalı olamam" deyip vazifeyi almak istemediğimi bildirdim. Hişâm bin Abdülmelik pek kızdı, yüzü değişti, "İster istemez kabul edeceksin" dedi. Ben bir müddet sustum, kızgınlığı yatıştıktan sonra, "Konuşmama izin var mı?" dedim. "Evet" dedi. Dedim ki: "Allahü teâlâ Kur'ân-ı kerimde (Biz emâneti göklere, arza ve dağlara teklif ettik de onlar bunu yüklenmekten çekindiler) buyuruyor. Onlar kabul etmeyince Allahü teâlâ gadaplanmadı. Ben bu vazifeyi kabul etmediğim için bu hususta bana kızmayın" dedim. Bunun üzerine öyle güldü ki, dişleri gözüktü, sonra da, "İlimde ısrar ettin. Senden râzıyız ve seni affettik" dedi. Kendisinin şöyle dediği nakledilmiştir:
"Halife Velid bana çanak dolusu altın verirdi. Ben de Mescid-i Aksâ'nın kurralarına dağıtırdım."
Bu mübarek zatın, rivâyet ettiği hadis-i şeriflerden bazıları:
Peygamberimiz (sallallahü aleyhi ve sellem) buyurdular ki: "Bir adama parmakla işâret edilmek, günah cihetinden kâfidir." Eshâb-ı kiram, "Yâ Resûlallah, hayır olsa da mı?" diye sorunca "Hayır olsa da bu onun için şerdir. Ancak Allahü teâlânın merhamet ettiği müstesna. Eğer şer (kötülük) ise o zaten şerdir."
"Kabirde insanın ilk kokacak yeri karnıdır. Karınlarınıza ancak temiz (helâl) olanlar girsin."
Ukbe bin Âmir (radıyallahü anh) hazretlerinin rivâyet ettiği bir hadis-i şerifte; "Sadaka, sahibinin kabir ateşini söndürür" buyuruldu.
Hazret-i Ali'den rivâyet edilmiştir. Resûlullah bir düğün yemeğine davet edildiğinde buyurdu ki: "Kalk yâ Ali! Eve gidelim. Orada birkaç parça bir şeyler yiyelim ki, düğünevine vardığımızda, insanlarla yediğimiz yemek güzel olsun." (Yani çok iştahlı bir şekilde yemeyelim.) Bundan sonra Abdullah Hafif şöyle dedi: "Ben de sofrayı, alarak o şahsa verdim. Üç yufka (ekmek) ve yanına katık getirdi onları yedik ve ayrıldık."

Kalan Günlerinin Kıymetini Bil

Vehbi Tülek

Tamah Eden, Dâimâ Sıkıntı Içinde Yaşar!

Vehbi Tülek

İmândan Güzel Bir Nîmet Yoktur

Vehbi Tülek

Günah Işlemek, Ölümü Unutmanın Alâmetidir

Vehbi Tülek

Ahiret Yolculuğundan Gâfil Olan Zavallıdır!

Vehbi Tülek