Zenbilli Ali Efendi, Pâdişâhın bu sözleri karşısında; "Bu karar âhiretiniz ile ilgilidir ve buna karışmak da bizim vazifemizdir. Eğer affederseniz ne iyi ne güzeldir. Yoksa âhirette cezâya müstehak olursunuz." Bu sözler, Pâdişâhın kızgınlığını yatıştırdı. "Affettik" diyerek lütuf gösterip, neşe ile sohbete başladı. Konuşma bittikten sonra, gitmek üzere ayağa kalkan Zenbilli Ali Efendi, Yavuz Sultan Selim Hâna; "Âhiretiniz ile ilgili hizmeti yerine getirdim. Mürüvvet ile ilgili bir sözüm daha var." dedi. Pâdişâh; "Onu da söyle." deyince; "O sözüm de şudur ki, Pâdişâhın affına uğrayan o kişilerin, işlerinden el çektirilip, el açarak sokaklarda dolaş maları, Pâdişâhlığın şânına lâyık mıdır?" dedi. Bunun üzerine Padişâh bunu da kabûl etti. Sultan Selim Hân; "Fakat bunlar vazifelerinde kusur ettikleri için, bunları tâzir edeceğim." dedi. Zenbilli Ali buna karşı da; "Tâzir (azarlama) pâdişâhın reyine kalmıştır. Orasını siz bilirsiniz. Bizim arzumuzu kabûl etmeniz bize yeter." dedi. Sonra teşekkür ederek pâdişâhın huzûrundan ayrıldı. Yavuz Sultan Selim Hân da onu medhederek uğurladı.