Burhâdeddîn Geylânî

Burhâdeddîn Geylânî

Hakkın kapısına yapışmak, bütün dertlere deva, hastalıklara şifâdır. Şöyle anlatılır: "Zamanının meşhûr vâlilerinden Leys bin Rebi, bir hastalığa yakalanmıştı. Zamanının en meşhûr tabibleri onu tedâvi etmişler, ancak bir netice alamamışlardı. Bir gün vâli Leys bin Rebi; "Hastalığımın tedâvisinden ve şifâ bulmamdan hiç ümit yok mu?" deyince, tabibler; "Evet, yapacak bir şeyimiz kalmadı" dediler. Bu sırada içlerinden biri vâliye; "Efendim! Sehl bin Abdullah Tüsteri size duâ ederse, şifâ bulmanız umulur. Ona birini gönderip davet ederseniz iyi olur" dedi.

Bunun üzerine vâli emir verip, Sehl bin Abdullah Tüsteri'yi çağırttı. Sehl bin Abdullah vâlinin yanına gelince, vâli, ona; "Efendim! Eğer benim hastalıktan kurtulup, şifâ bulmam için duâ buyurursanız, duânızın bereketiyle, sıhhat ve afiyete kavuşacağımı umuyorum" dedi. Bunun üzerine Sehl bin Abdullah Tüsteri; "Kapında bunca mazlûm varken, zâlimler yardımcıların iken sana nasıl duâ ederim? Mazlûmlara yardım et! Zâlimleri yanından uzaklaştır! O zaman Allahü teâlâ sana şifâ verir" buyurdu. Bunun üzerine vâli Leys bin Rebi, Sehl hazretlerinin söylediklerinin derhal yerine getirilmesini emretti. Yaptığı bütün haksızlık ve zulümlerden tövbe etti. Bunun üzerine Sehl bin Abdullah Tüsteri ellerini kaldırıp, onun için şöyle duâ etti:

"Allahım! Ona ma'siyetin, günahın ve kötülüğün zilletini, zulmün alçaklığını gösterdin. O bunu idrâk edip anladı. Şimdi ona, sana olan itaatin izzetini, kıymetini ve üstünlüğünü göster ve sıhhatin tadını tattır." Duâsını bitirir bitirmez, vâli Leys bin Rebi ayağa kalktı. Sanki, daha önce hiç hasta değilmiş gibi oldu. Bunun üzerine vâli, Sehl bin Abdullah Tüsteri'ye bin dinar verilmesini emretti. Fakat dinarları kabûl etmeyip, vâlinin yanından ayrıldı. Yanında bulunanlardan biri ona; "Efendim! O dinarları alıp da fakirlere dağıtsanız iyi olmaz mıydı?" deyince, Sehl bin Abdullah Tüsteri eliyle deniz tarafına doğru işâret etti. İşâret ettiği yere bakanlar, denizin tamamen inci ile dolduğunu gördüler. Bunun üzerine Sehl bin Abdullah onlara şunu söyledi: "Bu kadar incilere sâhib olan kimse, hiç Leys'in altınlarına muhtaç olur mu? Tabibler bir vâsıtadır. Şifâyı ancak Allahü teâlâ verir" buyurdu.

İnsanlardan Bir Sıkıntı Gelirse, Affedin!

Vehbi Tülek

İlimleriyle Dalâlete Düşen Kimseler!

Vehbi Tülek

Yaşayan Maşuktur, âşık Bir Ölüdür

Vehbi Tülek

Kalan Günlerinin Kıymetini Bil

Vehbi Tülek

Tamah Eden, Dâimâ Sıkıntı Içinde Yaşar!

Vehbi Tülek