Burhâneddîn Bin Muhammed Eğridirî
BÜYÜK HİZMETLER YAPTI...Şeyh Burhâneddin hazretleri, baba ve anne tarafından âlim ve fazilet sâhibi bir âileye mensuptur. Peygamber efendimizin soyundan olup seyyiddir. Nesebi baba tarafından evliyânın meşhurlarından Seyyid Hakim Ali Tirmizi'ye ulaşır. Babası, Tokatlı Mehmed Muhyiddin Efendidir. Annesi evliyânın meşhurlarından Seyyid Muhammed Çelebi Sultan'ın kızı Şehribânû Hâtundur. Annesi; "Oğlum Burhâneddin doğduğunda kırk gün beşiğinde zikretti" demiştir.
Tahsilini memleketinde tamamladıktan sonra İstanbul'a giden Burhâneddin hazretleri, Tasavvufta yetişmek üzere Zeyniyye tarikatı şeyhi Tosyalı Şeyh Nasûh Efendinin, derslerine ve sohbetlerine devâm etti. Bu hocasının rehberliği ile kemâle erip, icâzet verildi. Eğridir'de dedesi Muhammed Çelebi'nin vefâtı ile boşalan zâviyede insanlara rehberlik yapmak, doğru yolu anlatıp, ilim öğretmekle vazifelendirildi. Ayrıca vaaz ve nasihatleriyle doğru yolu anlatıp halkı irşâd etti. Ehl-i sünnet itikâdının kalplere iyice yerleşmesi, din bilgilerinin öğrenilmesi ve öğrenilen bu bilgilere göre amel edilmesi, yaşanması, İslâm ahlâkının yayılması husûsunda büyük hizmetler yaptı...
"DERVİŞLERİ SANA BIRAKIYORUM"
Şeyh Burhâneddin hazretlerinin talebelerinden Hacı Halife'nin oğlu şöyle anlatmıştır:
Babam bana şöyle anlattı: 'Muhammed Halife! Artık ömrümüzün sonuna geldik. Bir daha Kûnân'e gelmeyiz! Âhirete göçeriz! Talebelerimi, dervişleri sana bırakıyorum. Mümkün olduğu kadar bütün işlerini göresin. Sen bizim oğlumuzsun. Baban Hacı Halifenin sana anlattıkları doğrudur. Dervişler rüyâlarını sana anlatsınlar. Sen dahi Zeynüddin Hafi'nin Risâle-i Kudsiye'lerinde bulunan tâbirlere göre tâbir edersin. Sana bunları söylemek için çağırdım' buyurdu. Sonra bana duâ etti. Eğridir'e dönüp aradan çok geçmeden hastalandı ve vefât etti..."