Bu işi 1497 yılına kadar devam ettirdi ve piyasalara sürdükleri veya satın aldıkları ipek kumaşlar muhtelif isimler altında satışa verildi. Venedikliler bu ilişkileri dikkatle izleyip, yerine geçmek istediler. Venedik ve Osmanlı devleti arasında hazırlanan ahidnâme metinlerinde, bir tücarın Bursa'ya gitmesinin, temsilcileri olan, "Balyos"dan özel izin alarak mümkün olacağı, aksi halde zabıta görevlilerinin engel olması özellikle belirtilmiştir.Floransalıların ipek ticaretinin güvence altına alınması için iki taraf arasında hazırlanan ahidnâme metinlerine özel madde konuldu:"Bunların bazirgânları Bursa'da ibrişim alub anda resm-i simsarı kanun üzere verdikten sonra gâh olur imiş ki bazirgân bunda gelub İstanbul'a gelüb kurudan göndermek isterler imiş bunda İstanbul'da olan simsar âmilleri incidüb tekrar resim almak isterler imiş ol bâbda dahi buyurdum ki anın gibi olıcak bunların tekrar resimlerin almayalar ve taleb kılmayalar"Bu metin Kânuni Sultan Süleyman zamanında verilen metnin 12. maddesidir. Floransa Devlet Arşivin'nde bulunan İtalyanca metinde madde şöyledir:"Che comprando seta in Bursia et pagando il comerchio o vero resima, venendo poi qua non sia tenuto a pogarlo di nuovo et etiam mandando via fuora delle Castella che nessuno lo molesti"Günümüz Türkçesine tercüme edildiğinde: "Bursa'da ipek satın alan Folaransalı tüccar her türlü gümrük vergisini burada ödeyecek, İstanbul'a getirdikleri zaman ikinci bir vergi ödemeyecekler".Floransa şehri bu girişimleri sonucu çok zengin oldu ve yetişen sanatkârlar burayı eserleriyle süslediler, fikir adamları hâlâ değerini koruyan Rönesans hareketini gerçekleştirdi ler ise, bu canlı ticaretin sağladığı iş hacminin bir uzantısıdır. Buraya hükmeden Medici ailesinin de yerini belirtmek gerekir. Devlet yönetimini ele geçirdikten sonra, katı bir yönetim kuran bu aile mensupları, birikimlerini ilim, sanat, din, felsefe alanlarında da gösterdiler. Floransa şehrinin yakınındaki Luccu şehri de bu faaliyetlerden nasibini aldı. Kanuni Sultan Süleyman dönemine ait bir ferman, bunların da ticaret yapmasına izin veriyordu. XVII. yüzyıla ait bir eşya listesinde "luka" kumaşının adı geçer.Malların taşınması için kullanılan ticaret hattı: Bursa - İstanbul ve buradan da kara veya deniz yolu ile olması ihtimali vardır. Bunun yanında Çeşme Limanı'na buradan da Sakız Adası yolu ile, Pisa veya Livorno limanlarına sevk edilir. Ardiyatik Denizi'nde bulunan Ancona Limanı, Floransa şehri ile ticaret yapan Türk tüccarların da bazı zamanlar işine yaradı ise, Venedik Cumhuriyeti'nin katı ve sert önlemleri sonucu fazla ekonomik olmadı.Osmanlı Devleti ile Floransa Büyük Dükalığı arasında ilişki hiçbir zaman durmadı. 1599 yılında Sakız Adası'na baskın yapan ve bir süre burayı işgal eden Floransalı denizciler, Antalya limanı ve çevresine de zarar verdiler ise de dostluk kesilmedi. İstanbul'da bulunan ve Osmanlı belgelerinde "Balyos" diye geçen temsilci, ilişkilerin devamı için çaba gösterdi. Değişik tasniflerde bulunan belgelerin derlenmesi, tarihin karanlıklarında kalmış çok sayıdaki konuyu aydınlatacaktır. İpek ticareti ile ilgili belgelerin de düzenli olmaması, XV. yüzyıldaki canlı ticaretin benzerlerinin devamı hakkında kesin konuşmayı engeller. Avrupa'da gelişen siyasi ortamı da göz önüne almak gerekir. Toskana Büyük Dükalığı bazı yıllar büyük bunalımlar içine düşüp Avusturya hakimiyetinde varlığını sürdürdüğü yıllar epey fazladır. XIX. yüzyılda bazı Avrupa devletleri ile yeni diplomatik ilişkiler içine giren Osmanlı Devleti, Mahmud II. zamanında Toskana ile de anlaşma yaptı. Bu yüzyıl içinde hazırlanan benzerleri gibi, Toskana ile de bir "gümrük" listesi hazırlandı. Bursa ipeği sıradan bir yer tuttuğu gibi, İtalya ile hazırlanan 1861 tarihli ilk gümrük listesinde önemsiz bir yer kaplar.