Büyük Fıkıh âlimi Abdullah-ı Ensârî
Bid'atlerin kötülüğünü anlattı...Abdullah-ı Ensâri, hadis ilminde yüksek derecede âlim idi. Üç yüz binden ziyâde hadis-i şerif ezberlemiştir. Ayrıca tefsir, fıkıh, kelâm, târih, neseb ve diğer ilimlerde âlim idi. Üç yüz âlimden hadis-i şerif öğrendi. Bunların hepsi büyük hadis âlimleri olup, hepsi de Ehl-i sünnet idi. Hiçbiri bid'at sâhibi değildi. Tefsir ilmini Hâce Yahyâ İmâri'den öğrendi. Tasavvuf ilmini ise zamanının büyük âlimi ve rehberi Ebü'l-Hasan Harkâni hazretlerinden öğrenip kemâle erdi.
İlim tahsilini tamamladıktan sonra insanların, Allahü teâlânın emrine uymaları, yasakladıklarından sakınmaları için gayret eden Abdullah-ı Ensâri, ömrünü insanların saâdete kavuşmaları, Allahü teâlânın rızâsını kazanmaları için harcadı. Dünyâya düşkünlük göstermedi.
Abdullah-ı Ensâri, şeyhülislâm idi. Hanbeli mezhebinin büyük âlimlerinden olup, çok yüksek bir veli idi. Kerâmetleri pek çoktur. Vaazlarında Ehl-i sünneti müdâfaa eder, mezhebsizlik ve bid'atlerin kötülüğünü anlatırdı.
"Asıl vatanına kavuşuyorsun!"
Abdullah-ı Ensâri hazretleri, vefat edeceği zaman yanındakilere buyurdu ki:
-Kendisinden başka ilâh olmayan Allahü teâlânın kıymetli bir kulu vefât edeceği zaman, Azrâil aleyhisselâm gelerek; "Korkma! Erhamürrâhimine gidiyorsun. Asıl vatanına kavuşuyorsun. Büyük bayrama vâsıl oluyorsun. Bu cihan bir konaktır. Bu konak mü'minin zindanıdır. Ödünç olarak sana verilen bu varlık bir bahânedir. Bu sebepten, bu bahâne gider ve uzaklaşır. Hakikat meydana çıkarak, kişi devamlı diri olan Allaha kavuşur" der. O kul için, dünyâda bundan daha tatlı, daha hoş ve daha rahat bir gün olmaz."