Amr bin Osman İsfehan'a gittiği zaman, birçok kimse sohbetiyle şereflendi. Bunların arasında bir genç vardı. Babası sohbete katılmasına mâni olunca, genç hastalanıp yatağa düştü. Amr bin Osman bir süre sonra sohbetine katılanlardan bir grup ile gencin evine gitti. Genç, ondan bir şeyler okumasını istedi. Bunun üzerine Amr bin Osman gence işâret ederek şu beyiti okudu:
“Görem ki hasta seni niçin gelmez o tabîb./Bir âyetini görmeye cân veririm, ben garîb.”
Genç, bu beyiti dinleyince yatağından kalktı ve oturarak biraz daha okumasını istedi.
“Can dostunun yüz çevirmesi hastalıktan beterdir./Bâri yüzünü çevirme benden sen ey Habîb!” beytini okuyunca, hasta tamâmen sıhhat buldu. Babasının içinden geçirdiği bütün endişe kayboldu. Tövbe ederek oğlunu Amr bin Osman'a teslim etti. O da İslâm âlimlerinden oldu.
Amr bin Osman hazretleri buyurdu ki:
"Mürüvvet, arkadaşının hatâ ve kusurlarını bilmezlikten gelmektir."
"Tövbe için bir özür olmaz. Bütün günâhkâr kullara ve âsilere tövbe farzdır. Yaptıkları ister büyük, ister küçük günah olsun."
"Sakın, Allahü teâlânın zâtından bir şey düşünmeyin. Günâha ve küfre düşersiniz."
"Tasavvuf, kulun her vakitte, o vakit için en iyi olan şey ile meşgûl olmasıdır."
"Fütüvvet güzel ahlâktır."
"Sabır, Allahü teâlâya dayanıp sebât etmek ve belâyı gönül hoşluğu ve rahatlığı ile karşılamaktır."
"İlim iticidir. Allah korkusu sevk edicidir. Nefs ise itâatsizdir, serkeştir. Murâdını eksiksiz eline geçirmen için, nefs atını ilim siyâsetiyle idâre et. Korku ile tehdîd ederek sür."
"Muhabbet rızâya, rızâ da muhabbete dâhildir. Rızâsız muhabbet, muhabbetsiz rızâ olmaz. Çünkü insan ancak sevdiğine râzı olur, râzı olduğunu sever."
"Allah bir kimsenin kalbini İslâma açmışsa, o kimse Rabbinden bir nûr üzerine olmaz mı hiç." (Zümer sûresi: 22) meâlindeki âyetin mânâsını sorduklarında buyurdu ki: Bunun mânâsı şudur: "Kulun nazarı, vahdâniyet ilminin azametine ve rubûbiyetine, haşmetine düşünce, nazarına düşen ve gözüne çarpan başka hiçbir şeyi göremez olur."