Câhil Kusurunu Anlamaz Nasihat Kabul Etmez

Ebû Abdullah hazretleri buyurdu ki: “Ârif, kendini bilen, nefsini Allahtan uzaklaştıracak her şeyden temizleyendir.”
“Şehvet, bukağılı, sağlam demir zincirdir, bunun en iyi ilâcı sabırlı olmaktır.”
“Ahmaklık, dermanı bulunmayan bir dert, şifâsı olmayan bir hastalıktır.”
“Allah için kardeş olanların sevgisi, sebebi dâim olduğu için devam eder. Dünyâ için kardeş olanların sevgisi, sebebi devam etmediği için kısa sürer, bir ân gelir son bulur.”
“Akıllı kimse; bugünü, dünkü gününden hayırlı olandır. Şaki; hâline aldanan, emellerinin aldatmasına kanandır. Leîm (alçak) değerinin üzerine çıkınca, eski hâlini inkâr edendir.”
“Allaha yaklaşmak, O’ndan istemekle, âhırete yaklaşmak dünyâyı terk etmekle, dünyânın fânî olduğunu, sen onunla kalsan bile, onun sana kalmayacağını bilmekle olur.”
“Dünyâ, itaat göstermeye değmeyecek kadar küçük ve hakîrdir.”
“Doğruluk, sevimli olanlarda ziynet, üzüntülü olanlarda metadır.”
“Büyük ihsân, dostunun hatâsını doğruya çevirir, düşmanın doğruluğunu da hatâya çevirir.”
“Câhil kusurunu anlamaz, yapılan nasihati kabul etmez.”
“Mahrûm ettikten sonra vermek, verdikten sonra mahrûm etmekten daha güzeldir.”
“Zaman, bedenleri yıpratır, emelleri yeniler, eceli yakınlaştırır, dilekleri uzaklaştırır.”
“Akıllı, sustuğu vakit tefekkür, konuştuğu vakit zikreder, baktığı vakit de ibret alır.”
“Kendisi amel etmeksizin Allah yoluna çağıran kişi, oksuz yaya benzer.”
“Mürüvvet; insanın, kendisini lekeleyecek şeylerden kaçınması ve güzellik kazandıracak şeylere yaklaşmasıdır.”
“İlmin sonu yoktur. Her ilimden, güzel olanını alınız.”
“Cömertlik ve cesâret, şerefli maksatlar olup, Allahü teâlâ hazretleri bunları sevdiği ve denediği kişilere ihsân eder.”