Canlı Cansız, Her Şey Allah'ı Tesbîh Eder

Canlı Cansız, Her Şey Allah'ı Tesbîh Eder
Yezid Rakkâşi ile Hasen (radıyallahü anh) yemek yiyorlardı. Önlerine sofra geldi. Yezid Rakkâşi, Hasen'e (radıyallahü anh); "Bu sofra tesbih eder mi yâ Ebâ Sa'id?" dedi. Hasen (radıyallahü anh); "Meyve zamanında ve yerde dikili ağaç iken tesbih eder, fakat şimdi tesbih etmez" dedi. Bunun delili şudur: İbn-i Abbâs (radıyallahü anhüma) şöyle bildirdi. Resûlullah (sallallahü aleyhi ve sellem) iki kabre uğradı: "İkisi de azap görüyorlar" buyurdu. Resûlullah efendimiz yaş bir hurma dalı istedi. Onu ikiye bölüp her birini bir mezara dikti ve buyurdu ki: "Umulur ki, bunlar kurumadıkça, Allahü teâlâ, onlara azâbı hafif kılar." Burada, o iki hurma dalının yaş kaldıkları müddetçe tesbih ettikleri, kurudukları zaman cimad oldukları anlaşılmaktadır.
Bir grup âlim de, canlı cansız, hepsinin söz ile tesbih ettiklerini söylemektedirler ki, bu hususta da birçok delil vardır. Sâd sûresi 18. âyet-i kerime, Meryem sûresi 90-91 âyet-i kerimeleri buna delildir. Resûlullah Efendimiz buyurdu ki:
"Müezzinin sesini işiten, cin, insan, ağaç, taş ve her şey kıyâmet günü onun için şâhid olur."
Sahih-i Buhâri'de bildirildi ki: Eshâb-ı kirâm, Resûlullahın yanında yemek yerken, yemeğin tesbih ettiğini işitirlerdi. Sahih-i Müslim'de ise: Resûlullah efendimiz "Ben, bir taş biliyorum ki, Peygamber olarak gönderilmeden önce bana selâm verirdi" buyurdu.
İbn-i Mübârek "Rekâik" adlı eserinde şöyle nakleder: İbn-i Mes'ûd (radıyallahü anh) buyurdu ki: Dağ, dağa der ki, 'bugün sana Allahü teâlâyı zikreden birisi uğradı mı?' Eğer, 'evet uğradı' derse, o soran dağ sevinir. Bu husûsta haber çoktur.
Yine âyet-i kerimede (İsrâ sûresi-44) umûm üzerine buyurulmuştur. Ancak bu bizim duyacağımız bir tesbih değildir. Bunun duyulması mucize olarak meydana gelir. Resûlullahın huzurlarında yemeğin konuşması gibi veya kerâmet olarak meydana gelir...
Rûhu olgun, nefsi pak ve tesiri kuvvetli bir velinin kabri yanına gidip, bir müddet durulur ve o topraktaki veli düşünülür ise rûhu o toprağa bağlanır. Meyyitin rûhu da, bu toprağa bağlı olduğu için, gelen insanın rûhu ile velinin rûhu buluşmuş olurlar. Bu iki rûh karşılıklı iki ayna gibi olur. Her birinde olan me'ârif, kemâlât, ötekine akseder, yansır, ikisi de çok faydalanır...

Tevekkül Eden Kimse Cömert Olur

Vehbi Tülek

Felsefecileri Kerpiçle Susturan Zat!

Vehbi Tülek

Ağlayıp Sızlamak, Derdi Belâyı Geri Çevirmez

Vehbi Tülek

Hanefî Mezhebinde Namazın Sünnetleri

Vehbi Tülek

Fakirlik Korkusu Olan Şeytana Itâat Eder

Vehbi Tülek