Cehennem, Ayrılık Ve Pişmanlık Yeridir!
Ey kardeşim! Senin evliyâlık yolunda ilerlemene yardım ettiklerinde ve sana bir cezbe verip, seni, senin senliğinden çaldıklarında bilirsin ki, aşk sana gelir, güzellik sana görünür. O güzelliği bilince, mâşûku tanırsın ve mâşûka âşık olursun.
Ey kardeşim! Allahü teâlâ Cennet'i ve Cehennem'i yarattı. İkisini de dolduracağını buyurdu. "Mâşûkları âşıkları ile (müminleri sevdikleri ile) berâber Cennet'e koyacağım. Şeytanı da tâifesi ve sevenleri ile birlikte Cehennem'e atacağım" buyurdu.
Ey kardeşim! Cennet'te ve Cehennem'de âşıktan, sevenden başkası yoktur. Cennet, dostların kavuşma yeridir. Kâfirler ve münâfıklar, dünyâda inanmayıp yalanladıkları hakîkati âhirette görüp anladıklarında, Cennet'e gitmek arzuları olacak, fakat dünyâda yapmış oldukları düşmanlıklarının netîcesi olarak ebediyyen Cehennem'de kalacaklardır. Cennet nîmetlerinden mahrûm olmak acısı ile yanacaklar, Cehennem'in acı azapları, bu sıkıntı yanında hiç kalacaktır. Cennet'te, dünyâda iken Allahü teâlânın muhabbeti ve sevgisi ile yananlar bulunduğu gibi, Cehennem'de de, dünyâda iken nefslerinin, şehvetlerinin ve şeytanın esîri olarak, bu ilâhî muhabbet ve sevgiden uzak yaşayıp da, öldükten sonra, Allahü teâlâya îmân, O'na sevgi ve muhabbetin ne büyük bir nîmet olduğunun farkına vararak; "Keşke bizler de dünyâda iken îmân etseydik, ilâhî muhabbet ve sevgi nîmetine kavuşsaydık" diyerek, pişmanlık içinde yananlar bulunacaktır. Bunun için Cennet, dostlar için buluşma yeri, Cehennem ise, düşmanlar için ayrılık ve pişmanlık yeridir. Ayrılık ve pişmanlık, kâfirler ve münâfıklar içindir. Kavuşmak ve sevinç ise, Muhammed aleyhisselâmın âşıkları ve sevenleri içindir.
Ey kardeşim! Nefsi iyi tanırsan, dünyâyı iyi tanımış olursun. Rûhunu tanırsan, âhireti tanımış olursun. Gelip geçici olan dünyâyı terk edip âhirete yönelmen, âhirete faydası olacak ameller yapman, nefsi, dünyâyı rûhu ve âhireti tanıman nisbetinde olacaktır. Allahü teâlâ hepimize selâmet, saâdet versin! Âmin.