Cennete Girer Miyim? Ya Resulallah
Abdullah bin Zübeyr (radıyallahü anh) hutbe okurken, Resûlullah'ın (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurduğunu bildirdi:
"Benim bu mescidimde kılınan bir namaz, Mescid-i Haram müstesna, diğer bütün mescitlerde kılınan bin namazdan daha üstündür."
Abdullah bin Ömer (radıyallahü anh) Resûlullah'a "Yâ Resûlallah! İlim kaydedilir mi?" diye sorunca "Evet" buyurdular. "Onun kaydedilmesi nasıl olur?" diye sordum. "Yazmakla" buyurdular.
Abbâs bin Mirdâs'tan (radıyallahü anh) rivâyetle şöyle bildirir: "Arefe gününün akşamı, Resûlullah ümmetinin affedilmesi ve onlara merhamet edilmesi için duâ buyurdu. Resûlullah bu hâlde duâsını ziyâdeleştirince, Allahü teâlâ, insanların birbirlerine zulmettiklerinden dolayı olan günahları, kul hakları haricindeki günahları affettiğini bildirdi. O zaman Resûlullah "Yâ Rabbi! Sen, zulmeden kullarına yaptıkları zulümden dolayı işlemiş oldukları günahların yerine sevap vermeye kadirsin" diye duâ buyurdu. O günün akşamı Allahü teâlâ, Resûlüne bir şey bildirmedi, vahiy gelmedi. Ertesi gün Resûlullah Müzdelife'de tekrar duâ buyurduklarında, Allahü teâlâ "Onları da affettim" buyurdu. Resûlullah tebessüm etti. Bazı Sahâbe-i Kirâm "Yâ Resûlallah, niçin gülümsediniz? dediklerinde, Resûlullah, "Allahın düşmanı olan şeytana güldüm: O, aziz ve celil olan Allahın, ümmetim hakkındaki duâmı kabul ettiğini öğrenince feryâdü figân edip, başını toprağa vurmaya başladı" buyurdu.
Enes bin Mâlik'ten (radıyallahü anh) rivâyet ettiği şu vâkıa ile anlatmıştır:
Birisi Resûlullahâ geldi ve "Yâ Resûlallah! Ben siyah, çirkin yüzlü ve fazla malı olmayan bir kimseyim. Savaşa katılıp şehid olursam Cennete girer miyim?" dedi. Resûlullah "Evet, girersin" buyurdu. Savaşın başlamasıyla bu kimse en ön safa ilerledi ve şehid oluncaya kadar çarpıştı. Şehid olduğunda, Resûlullah başucuna geldi ve "Allah yüzünü güzelleştirdi, kokunu hoş yaptı ve malını çoğalttı" ve devamla "Bu şehidin cübbesi altına girmek için çekişen iki hûri gördüm" buyurarak, onun kavuştuğu dereceleri haber verdi.