Çocuklarımı Halifenin kapısına Bırakacağım
"AÇ VE SUSUZ KALDIK!.."Hazret-i Ömer, birkaç bin askeri harbe göndermişti. Harbe gidenlerin evlerine adam gönderip, hallerini sorması ve geceleri kendisinin şehri gezmesi âdeti idi... Bir gece şehri dolaşıyordu. Bir evin önünden geçerken, ağlayan bir kadın sesi duydu. Kulak verdi. "Halife kocamı harbe gönderdi, biz burada aç ve susuz kaldık. Çocuklarımı götürüp halifenin kapısına bırakacağım..." diyordu. Hazreti Ömer dayanamadı. Gidip bir miktar yağ ve bir çuval unu sırtına alıp, kadının evine getirdi. Ateş yakıp yemek pişirdi. Çocukları kaldırıp yedirdi. Sonra kadından özür diledi. Şimdiye kadar sizin halinizi bilmiyordum. İhtiyacınız olursa, hemen bize bildirin diyerek ayrıldı...
Abdurrahmân bin Avf "radıyallahü teâlâ anh" anlatır:
"Hazreti Ömer'le her gece şehri dolaşırdık. Bir yere varınca bana derdi ki; 'Sen burada dur!' Ben de muhâlefete kâdir olamayıp, dururdum. Bir eve gider ve bir müddet sonra dönerdi. Suâl etmeye de cür'et edemezdim...
Vefâtlarından sonra bir gece o mahalledeki o eve gittim. İçeride kötürüm bir ihtiyâr kadın vardı. Kendi kendine 'Acabâ ne oldu ki, Ömer bu gece gelmedi?' diyordu. Ben, 'Ey hâtun! Ömer dünyâdan göçtü' dedim. Kadıncağız bunu işitince, bir âh çekip, bayıldı. Sonra kendine geldi ve dedi ki: 'Ey Allahım! Bana yardımda bulunan Ömer'i affet!'
"BEN ÖMERSİZ ÖMÜR İSTEMEM"
Ona 'Ömer sana ne yardımında bulunurdu?' diye sordum. 'Gündüz vakti üzerimi kirletirdim. Onu dışarı atardı. Kirlenmiş elbisemi yıkardı. Beni temizlerdi. Bana yiyecek getirirdi' dedi. 'Ey hâtun! Ben de Ömer'in canciğer arkadaşıyım. Eğer o gitti ise ben varım. Onun yaptığı işleri yapayım' dedim. 'Ömer'in yerini kim tutabilir?.. Eğer Ömer'in arkadaşı isen, bana duâ eyle, yardım et!' dedi ve şöyle dua etti: 'Yâ ilâhel âlemin! Ben bu hastalığı Ömer'in yardımı ile çekerdim. O gittiğine göre benim rûhumu kabzeyle... Ben Ömersiz ömür istemem...' Böyle dedi, o saat duâsı makbûl olup, dünyâdan göç etti. Ben ağladım. Techiz ve tekfinini yapıp, defneyledik..."