Dikkat Ediniz, Uyanık Olunuz

Dikkat Ediniz, Uyanık Olunuz
Kur'ân-ı kerimde, ileride olacak bazı hadiseler bildirilmiştir. Bunlardan bazıları şunlardır: Bekara sûresinin ikiyüzondördüncü âyetinde meâlen, (Müminler! Siz hemen Cennete gireceğinizi mi zannediyorsunuz? Sizden önce geçen, Allah dostlarına gelen çâresizlik gibi bir şey size gelmedi. Onlara şiddetli fakirlik, hastalık, açlık ve belâ göndermiştim. Kendilerine gelen belâlardan o kadar muzdarip oldular ki, Peygamber ve ona iman edenler, Allahü teâlânın yardımı ne zaman olacak derlerdi. Dikkat ediniz, uyanık olunuz ki, Allahü teâlânın yardımı yakındır) buyurulmuştur.
Bu vaat hemen zuhûr etti. İslâmiyet evvelâ Arabistân'a, sonra bütün dünyaya yayıldı. Allahü teâlâ, Rûm sûresinin bir, iki, üç ve dördüncü âyetlerinde meâlen; (Ve Rûm [Arablara] en yakın olan bir yerde [Şâm civârında, İrânlılara] mağlup oldu. Mağlubiyetten sonra, üç yıl ile dokuz yıl arasında burada hasımları [olan Acemlere] gâlip olacaklardır. Yenmek ve yenilmek [kesin olarak biliniz ki] önde ve sonda Allahü teâlânın emrindedir. Rûmların İrânlılara gâlip olduğu günde müminler sevineceklerdir) buyurdu. Bu aynen vukû buldu. Hattâ, bu âyet-i kerime nâzil olduğu zaman, Kureyş kâfirlerinin ileri gelenlerinden Ubeyy bin Halef inkâr etti. Ebû Bekr ile yaptığı konuşmada; ona dil uzatarak onların gâlip geleceğini inkârında ısrâr etti. Bunun üzerine üç sene kadar beklemek ve taraflardan kimin dediği çıkmazsa, diğerine onbeş dişi deve vermek üzere mukâvele [sözleşme] yaptılar. Ebû Bekr-i Sıddik, Resûlullaha gelerek, bu mukaveleyi arz etti. Resûlullah âyet-i kerimede geçen (Bıd') kelimesinin üçten dokuza kadar olan sayılara şâmil olduğunu beyan buyurdu ve Ebû Bekr'e, ona gidip, hem müddeti, hem de deve adedini arttırmasını emretti. Bunun üzerine, Ebû Bekr, yaptıkları mukâveleyi yenileyerek, müddeti dokuz seneye ve deve adedini yüze çıkardı...
Hicretin yedinci senesinde Hudeybiyede iken, Rumların Îrân üzerine galebe ettiği haberi kendilerine ulaştı. Fakat Ubeyy bin Halef, Uhud gazâsında Resûlullahın yerden alarak ona attığı bir harbe [süngü] ile katledilmiş olduğundan, Ebû Bekr-i Sıddik onun vârislerinden zikredilen yüz deveyi aldı.

İnsanlardan Bir Sıkıntı Gelirse, Affedin!

Vehbi Tülek

İlimleriyle Dalâlete Düşen Kimseler!

Vehbi Tülek

Yaşayan Maşuktur, âşık Bir Ölüdür

Vehbi Tülek

Kalan Günlerinin Kıymetini Bil

Vehbi Tülek

Tamah Eden, Dâimâ Sıkıntı Içinde Yaşar!

Vehbi Tülek