Ali bin Fudayl, bir gün birisinin; "O gün insanlar, âlemlerin Rabbi için (O'na hesap vermek için kabirlerinden) kalkacaklar." (Mutaffifîn sûresi: 6) âyet-i kerîmesini okumakta olduğunu duydu. Bunun tesiri ile düşüp bayıldı. Yine bir gün ağlıyordu. "Seni ağlatan nedir?" diye sorulunca; "Bana zulmedene, yarın Allahü teâlânın huzuruna çıkıp da, hiçbir sebep yokken niçin zulmettiği kendisine sorulunca, hiçbir cevap veremeyecek olan kimseye acıyorum da onun için ağlıyorum." buyurdu.
Bir gün ağlıyordu. Babası Fudayl bin Iyâd; "Yavrucuğum! Niçin ağlıyorsun?" diye sordu. "Babacığım! Eğer kıyâmet günü bir araya gelmezsek, hâlimiz nice olur? Onun için ağlıyorum" deyince, Fudayl bin Iyâd; "Yavrucuğum! Abdullah bin Mübârek buyuruyor ki: "Allahü teâlâ için dünyadan kesilen kimsenin hâli ne güzeldir" Ali bin Fudayl bu sözleri duyunca düşüp bayıldı.
Ali bin Fudayl, babasından önce vefat etti. Kur'ân-ı kerîmden bir sureyi sonuna kadar dinlemeye tahammül edemez, düşüp bayılırdı. Bir gün babasının yanına bir kârî (Kur'ân-ı kerîm okuyan) geldi. Onu Ali bin Fudayl'ın yanına gönderdi ve; "Oğluma Kur'ân-ı kerîm oku, dinlemekten çok hoşlanır. Zilzâl ve Kâria sûrelerini okuma! Çünkü kıyâmet sözünü dinlemeye tahammül edemez!" buyurdu. O kârî, Ali bin Fudayl'ın yanında yanlışlıkla Kâria sûresini okudu. Dördüncü âyet-i kerîmeye gelince, Ali bin Fudayl; "Allah!.." deyip düştü. Baktılar ki ruhunu teslim etmişti.
Naklettiği hadis-i şeriflerden bazıları: “Sizden biriniz, komşusunun ağacını, duvarınıza koymasına mâni olmasın.” “Sizden biriniz ezanı işitince aynısını söylesin.” “Allah yolunda, akıtılan kan ve Allah korkusundan, gözden akıtılan yaşlar, Allahü teâlânın en çok hoşnud olduğu damlalardır.” “Şeytâna karşı bir fakîh, bin âbidden dahâ kuvvetlidir.” “Her şeyin dayandığı bir direk vardır. Dinin temel direği, fıkıh bilgisidir.” “İbadetlerin efdali, en kıymetlisi, fıkıh öğrenmek ve öğretmektir.” “Allahü teâlâ bir kuluna iyilik etmek isterse, onu dinde fakih yapar.”