“dokuzuncu 0mam” Muhammed Cevâd Takî
"İmâm-ı Ali Rızâ'nın oğluyum"Şöyle anlatılır: Bir gün Halife Me'mûn ava çıkarken, çocukların oynadığı sokaktan geçti. O esnada, bütün çocuklar sokaktan kaçtı. Muhammed Cevâd da orada çocukların yanında duruyordu. Yalnız o olduğu yerden ayrılmadı. Bunun üzerine Halife Me'mûn ona yaklaşarak:-Ey çocuk! Bütün çocuklar kaçtığı halde, sen neden kaçmadın? diye sorunca, Muhammed Cevâd;
-Ey Emir-ül-Müminin, yol dar değil ki, kenara çekilip genişleteyim. Suçum yok ki, senden korkup kaçayım. Senin suçsuz kişileri incitmeyeceğine inanıyorum, diye cevap verdi. Bu güzel yüzün ve tatlı sözlerin sâhibi olan çocuk halifenin hoşuna gitti. Ona;
-Sen kimin oğlusun? diye sorunca,
-İmâm-ı Ali Rızâ'nın oğluyum, cevâbını verdi. Halife, İmâm-ı Ali Rızâ'yı rahmetle andı. Muhammed Cevad o sırada dokuz yaşındaydı.
İmâm-ı Taki, Halife Me'mûn vefât edince; "Bizim kurtuluşumuz otuz ay sonradır" buyurdu. Halife Me'mûn'un vefâtından otuz ay sonra zevcesinin amcası Halife Mu'tasım ile görüşmek için Bağdât'a gittiği sırada vefât etti.
Yemeğine zehir kattılar!..
Halife Mu'tasım, İmâm Muhammed Cevâd'a çok hürmet eder ve sık sık görüşürdü. Fakat bir defasında Halifeye, hazret-i İmam'ın kendisine karşı olanlarla münasebet kurduğunu ve ona karşı ayaklanma hazırlığı içinde olduklarını söylediler. Halbuki bunların aslı yoktu. Halife, Muhammed Cevad hazretlerini sarayına yemeğe davet etti. Hz. İmâm Muhammed'ül Cevâd, yemeği yediler ve zehirli olduğunu anladılar; hemen kalktılar. Oturmasını dileyen Mu'tasım'a, Hazret-i İmâm;
-Senin yanından çıkıp gitmem, sana daha hayırlıdır, buyurdular. Kaldıkları yere gittiler ve Muhammed Cevâd hazretleri o gece vefat etti..