Dünya Ve âhiret Saadeti Için
Her gün beş kere namaz kılmak, Kur'ân-ı kerimde ve hadis-i şeriflerde emredilmiştir. Ahzâb sûresinin yetmişikinci (72) âyet-i kerimesinde meâlen, (Şüphe yok ki, biz, emaneti göklere ve yere ve dağlara sunduk. Onlar bunu yüklenmekten çekindiler. Ondan korkup titrediler. Onu insan yüklenerek, nefislerine zulmettiler. Sonunu bilemediler) buyuruldu.
Önceki âyette meâlen, (Allahü teâlânın emirlerine ve yasaklarına uyanlar, dünyada ve âhirette saadete kavuşurlar) buyuruldu.
Bu emirler ve yasaklar, emanete benzetiliyor. Câbir bin Abdullah'ın (radıyallahü anh) bildirdiği hadis-i şerifte, (Kapınızın önünden akan bir suda her gün beş kere yıkanınca, üzerinizde kir kalmayacağı gibi, beş vakit namaz kılanların hatalarını da, Allahü teâlâ affeder) buyuruldu.
Ebû Dâvud'un bildirdiği hadis-i şerifte, (Allahü teâlâ, her gün beş namaz kılmayı emretti. Güzel abdest alıp, beş namazı vakitlerinde kılan ve rükû ve secdelerini iyi yapanları, Allahü teâlâ af ve mağfiret eder) buyuruldu.
Hazreti Ali'nin (radıyallahü anh) bildirdiği hadis-i şerifte, (Namazı terk eden kâfir olur) buyuruldu. Yani namaz kılmadığı için üzülmeyen, bunun için Allahtan utanmayan kimse, son nefesinde imansız gider, demektir.
Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:
(Namaz dinin direğidir. Namaz kılan, dinini sağlamlamış olur. Namaz kılmayan, dinini yıkmış olur.)
(İslam'ın temeli beştir. Birincisi, şehadet kelimesini söylemektir. İkincisi, namaz kılmaktır.)
(Allahü teâlâ, kullarına, her gün beş kere namaz kılmayı farz etti. Bir kimse, güzel abdest alıp, namazını doğru kılarsa, kıyamet günü, yüzü, on dördüncü ay gibi parlar ve Sırat köprüsünü şimşek gibi geçer.)
Yirmiden çok Sahâbinin bildirdikleri, çeşitli hadis-i şeriflerde, (Şer'i bir özrü olmadan, bir namazı terk eden kâfir olur) buyuruldu.