Ebû Abdullah Goncâr

Ebû Abdullah Goncâr

Bir gün hazret-i Ebû Bekr ve hazret-i Ali "radıyallahü teâlâ anhümâ" mescidde oturuyorlardı. Bir kimse mescide girip, Server-i kâinât hazretleri ile, hazret-i Ebû Bekr'e selâm verdi. Sonra hazret-i Ali'yi görünce, gâyet mahzûn olup, yüzü sarardı. Hazret-i Ebû Bekr, o kimsenin bu hâline bakıp, taaccüb eyledi. Namâz kıldıktan sonra, hazret-i Ali'ye suâl eyledi ki: Yâ Ali, bu kimse mescide girip, seni görünce, gâyet elem çekip, mahzûn oldu. Benzi sarardı gitti, hikmeti nedir?.. Hazret-i Ali dedi ki: Bu kimse bana yirmibin dirhem borçludur. Onun için elem çekti... Hazret-i Ebû Bekr o kimseyi çağırıp, dedi ki: Hazret-i Ali'ye borcun olan yirmibin dirhemi niçin vermezsin? O da; Yâ Sıddik! Allah hakkı için kudretim yoktur ki vereyim. Yoksa bir gün tehir etmezdim, dedi. Hazret-i Ebû Bekr, Kur'ân-ı azime riâyetinden ve kemâl derecede cömertliğinden o kimseye dedi ki: Eğer sûre-i Fâtihayı yarısına kadar okuyup, sevâbını bana bağışlar isen, borcunu ben öderim. O kimse de kabûl edip, güzel ses ile Fâtihayı yarısına kadar okudu. Yine hazret-i Ebû Bekr buyurdu ki: Eğer tamâmını okursan, yirmibin dirhem dahâ vereyim. O kimse Fâtiha sûresinin tamâmını okuyup, hazret-i Ebû Bekr de kırkbin dirhemi verdi...

İşte Kur'ân-ı azime ve Furkân-ı kerime o server ve bütün Eshâb-ı kirâm "rıdvânullahi teâlâ aleyhim ecma'in" böyle tazim ve tekrim ederlerdi...

Ebû Hüreyre'den "radıyallahü teâlâ anh" naklolunmuştur. Peygamber efendimiz (sallallahü aleyhi ve sellem) buyurmuşlardır ki: "Bir kimse eşyâdan bir çift şeyi sadaka etse, fisebilillah Cennet kapılarından davet olunur. Cennet için kapılar vardır. Her kim ki namâz ehlindendir, namâz kapısından davet olunur. Her kim ki cihâd ehlindendir, cihâd kapısından davet olunur. Her kimse ki sadaka ehlindendir, sadaka kapısından davet olunur. Her kimse ki oruç ehlindendir, reyyân kapısından davet olunur."

Hazret-i Ebû Bekr "radıyallahü teâlâ anh" buyurdular ki: Yâ Resûlallah! Bu kapıların her birinden çağrılanlara bir müşkilât yoktur. Lâkin, bu kapıların hepsinden çağrılan kimse var mıdır?" Resûl-i Ekrem efendimiz buyurdular ki: "Evet ümid ederim ki, sen o kimselerden olursun."

İnsanlardan Bir Sıkıntı Gelirse, Affedin!

Vehbi Tülek

İlimleriyle Dalâlete Düşen Kimseler!

Vehbi Tülek

Yaşayan Maşuktur, âşık Bir Ölüdür

Vehbi Tülek

Kalan Günlerinin Kıymetini Bil

Vehbi Tülek

Tamah Eden, Dâimâ Sıkıntı Içinde Yaşar!

Vehbi Tülek