Ebû Abdullah Kureşî
Ebû Abdullah Kureşi hazretleri, cüzzam hastalığına yakalandı. Namaz vakitlerinde bu hastalık tamamen yok olur, namazdan sonra tekrar bedeninde görülürdü. Ebû Abdullah Kureşi'nin birçok kerâmetleri ve menkıbeleri vardır.
Ebû Abdullah bin Es'âd, Abdullah Kureşi'nin şöyle anlattığını nakletti: Bana hocam Ebü'r-Rabi bir gün şöyle dedi: "Sana bitmek tükenmek bilmeyen bir hazine öğreteyim mi?" Ben de, "Evet" deyince, Ebü'r-Rabi bana, "Şu duâyı devamlı oku" dedi. Okumamı istediği duâ şöyle idi:
"Yâ Allah, yâ Vâhid, yâ Mûcid, yâ Cevâd, yâ Bâsıt, yâ Kerim, yâ Vehhâb, yâ ze't-Tavl, yâ Gani, yâ Mugni, yâ Fettâh, yâ Razzâk, yâ Alim, yâ Hayy, yâ Kayyûm, yâ Rahmân, yâ Rahim, yâ bediassemâvâti vel-ard, yâ ze'l-celâli vel ikram... yâ Hannân, yâ Mennân infehni minke bi nafhati hayrin tugnini bihâ ammen sivâk... İn testeftihü fekâd câekemü'l-feth... İnnâ fetehnâleke fethan mübinâ... Nasrun minellahi ve fethun karib... Allahümme yâ Gani; yâ Hamid, yâ Mubdi, yâ Muid, yâ Vedûd, yâ ze'l-arşil Mecid, yâ Fe'âlün limâ yürid, ikfihi bihelâlike an harâmike ve agnini bi fadlike ammen sivâke vahfazni bimâ hafizte bihizzikr... Vensurni bimâ nasarte bihirrusül... İnneke alâ külli şey'in kadir..."
Sonra bana şöyle dedi: "Her kim bu duâyı namazlardan sonra, özellikle cuma namazından sonra okursa, Allahü teâlâ onu her türlü kötülükten muhafaza eder. Düşmanlarına karşı muzaffer kılar, ona ummadığı yerlerden rızıklar verir, geçimini kolaylaştırır. Borcu dağlar kadar büyük ve kabarık olsa dahi, Allahü teâlânın lütfu keremi ve inâyeti ile öder."
Kendisi şöyle anlatır: "Bir gün Abdullah el-Muâviri'ye gittim. Bana 'Ey şerif! Başın darda kaldığı zaman, yapacak olduğun bir duâ öğreteyim mi?' diye sordu. Ben de 'Evet' dedim. Bunun üzerine şu duâyı öğretti:
(Yâ Vâhid, yâ Ehâd, yâ Vâcid, yâ Cevâd, İnfehnâ minke bi nefhati hayrin inneke alâ külli şey'in kadir...) Abdullah el-Muâviri bu duâyı bana öğretmek için okuduktan sonra başım hiç darda kalmadı, rızkım çoğaldı."