Ebû Bekr Es-sûlî
Peygamber efendimizin (sallallahü aleyhi ve sellem) oğlu İbrâhim vefât ettiğinde güneş tutuldu. Peygamber efendimiz de kalkıp altı rek'at namaz kıldı. Namazı bitince, güneş ortaya çıktı. Vefâtı için güneş tutuldu dediler. Bunun üzerine Peygamber efendimiz şöyle buyurdu: "Ay ve Güneş, Allahü teâlânın varlığını ve birliğini gösteren iki mahlûktur. Kimsenin ölmesi ve kalması ile tutulmazlar. Onları görünce Allahü teâlâyı hatırlayınız. Böyle bir tutulma gördüğünüz zaman, Güneş ve Ay ortaya çıkıncaya kadar namaz kılınız."
Rivâyet ettiği diğer bir hadis-i şeriflerinde ise Peygamber efendimiz: "Bir kimse Ramazan orucunu tutar ve ona ilâveten Şevval'den de altı gün oruç tutarsa, bütün sene oruç tutmuş gibi olur" buyurdular.
BEREKETLENMEK İÇİN....
Enes bin Mâlik (radıyallahü anh) buyurdu ki: Medine'de, mescidde dikili bir odun vardı. Resûlullah hutbe okurken, bu direğe dayanırdı. Minber yapılınca, direğin yanına gitmedi. Odundan ağlama seslerini, bütün cemâat işittiler. Minberden inip, direğe sarıldı. Sesi kesildi. "Eğer sarılmasaydım, benim ayrılığımdan kıyâmete kadar ağlayacaktı" buyurdu.
Resûlullah efendimiz, çok kerre süt teyzesi olan Hazreti Ümmü Süleym'in (radıyallahü anhâ) evine teşrif eder ve orada istirahat ederlerdi... Bir gün, istirahat için uyudukları bir sırada, mübârek alınları terlemişti. Ümmü Süleym (radıyallahü anhâ), mübârek alınlarının terini silmeye başladıkları zaman uyandılar ve ona sordular: "Yâ Ümmü Süleym! Ne yapıyorsun?" Cevâbında: "Yâ Resûlallah, bereket için alnınızın terini mendille alıyorum, bunu saklayacağım." Hazreti Ümmü Süleym (radıyallahü anhâ), Resûlullahın mübârek terini, böyle mendil ile toplar ve bunu bir şişe içinde saklardı.
Enes bin Mâlik buyurdu ki: Resûlullah (sallallahü aleyhi ve sellem) Medine'ye hicret ettiğinde, Ensâr ile Muhacirini kardeş yaptı. Hazreti Ali'ye de, "Sen benim, ben de senin kardeşinim" buyurdu. Hazreti Ebû Bekr ile Hazreti Ömer'i de aralarında kardeş yaptı...