Ebû Bekr Kettânî
"Resûlullah'ın talebesi!"Ebû Bekr Kettâni'ye, Resûlullah efendimizi sallallahü aleyhi ve sellem rüyâsında çok gördüğü için "Muhammed aleyhisselâmın talebesi" derlerdi. Peygamberimizi rüyâda hangi gece göreceğini bilirdi. Kendisine sorulan sorulardan bâzılarını, rüyâda Resûlullah'a arz eder, cevaplarını alırdı.
Ebû Bekr Kettâni hazretleri, bir rüyâsını şöyle anlatır:
"Bir gece rüyâmda sevgili Peygamberimizi gördüm. O'na; 'Kalbimdeki hevânın, nefsin istek ve arzularının yok olması ve bundan kurtulmak için nasıl duâ edeyim?' diye sordum. Buyurdular ki: "Her gün kırk kere hulûs-i niyetle, 'Yâ Hayyû, yâ Kayyûm, yâ lâ ilâhe illâ ente es'elüke en tuhyiye kalbi bi-nûri ma'rifetike edeben' dersen, kalbindeki hevâ kaybolur..."
Ebû Bekr Kettâni; verâ, takvâ, haram ve şüphelilerden kaçmada zühd, dünyâya düşkün olmamak ve mârifette son derece ileri olup, Hicaz âlimlerinin büyüklerinden idi. Mücâhede ve riyâzette nefsin isteklerini yapmamak, istemediklerini yapmada gerçekten ileride ve çeşitli ilimlerde kâmil olup, özellikle hakikat ve mârifet ilimlerinde pek derin idi.
Ve ölüm döşeğinde...
Kalp kırmaktan son derece sakınır ve "Bir müminin kalbini hoş tutmak, bana nâfile hac yapmaktan iyi gelir" buyururdu...
Ölüm döşeğinde yatan Kettâni'ye;
-Ne gibi amelin var? diye sorduklarında,
-Ölümüm yakın olmasa size amelimden bahsetmezdim. Ama mâdemki ölmek üzereyim, söyleyeyim! Tam kırk yıl kalbimin kapısını bekledim. Ne zaman Allah'tan başka bir şey kalbime girmek istedi ise onu hemen kovdum, buyurmuştur.