Ebû Said Baccî Hazretleri
Ebû Said Bacci, sohbetlerinde buyurdu ki:"Nefis, bir ateş gibidir. Yanar durur. Bir yandan söndürülse de başka taraftan parlar. Nefis hep böyledir. Bir taraftan yola getirilse, öbür yandan kötü iz yine görünür. Nefse uymaktan kurtulmak, dünyâ nimetlerinin en büyüğüdür. Çünkü nefis, Allahü teâlâ ile kul arasındaki perdelerin en büyüğüdür."
"Allahü teâlâyı anmak, O'nunla berâber olmak ve O'na ibâdet etmek husûsunda gayretli olunuz. Eğer bunu kendi kendinize başaramıyorsanız, O'nunla berâber olmak ve O'na ibâdet etmek husûsunda başarılı olan kimselerle yâni velilerle sohbet ediniz, birlikte olunuz. Bunların sohbetindeki bereket ve feyz, sizi aziz ve celil olan Allahü teâlâya yaklaştırır."
"Gaflet, gaflet ehlinin işi olduğu gibi, dünyâya önem vermek ve ona bel bağlayarak imâr etmek de gaflet ehlinin işidir. Ancak her dünyâya çalışan gaflet ehli sayılmaz. Dünyâ ehli bir sanat ehlidir. Bir sanat ehli, yaptığı sanatla kullara faydalı olmayı niyetine almalıdır. İş böyle olunca, ona gaflet ehli denmez. Ancak dünyâya gönül verip, onu elinde toplamak isterse, dünyâ ehli olur ve gaflet ehli sayılır. Yaptığı sanatla kullara faydalı olmayı niyetine alan kimse, hem dünyâyı hem de âhireti imâr etmiş olur."
"BU KAPIDAN GEÇMEYEN..."
"Hakiki irfân sâhibi makbûl bir zâta tâbi olarak peşinden bir adım gitmen, kendi boş arzunla, nefsine uyarak ve güyâ hak yol zannederek, kendine göre tuttuğun yolda yüz bin fersah yürümenden daha faydalı ve daha hayırlıdır."
"Kulu, Allahü teâlâya yaklaştıran en iyi vesile, kulun her hâlükârda dâimi sûrette O'na ihtiyaç duyması, bütün işlerde sünnet-i seniyyeye dört elle sarılması ve gıdâyı helâl yoldan temin etmesidir"
Ebû Said Bacci hazretleri vefatında evvel buyurdu ki:
"Ölüm, âhiret kapılarından bir kapıdır. Bu kapıdan geçmeyen Allahü teâlâya kavuşamaz..."