Ebû Şu’be Bin Yahyâ
İslâm âlimlerinin hepsi diyor ki: Ölmek, yok olmak değildir. Bir evden bir eve göç etmek demektir. Peygamberler ve veliler de, İslâmiyeti yaymak için çalışmışlardır. Hepsi şehidlik derecesine kavuşmuşlardır. Şehidlerin diri oldukları, Kur'ân-ı kerimde açıkça bildirilmektedir. Böyle olunca, onlardan tesebbüb, teşeffu' ve tevessül etmek şaşılacak bir şey midir? Tesebbüb demek, onları sebep yapmak, yani Allahü teâlâ katında yardım etmelerini dilemektir. Tevessül demek, bizim için duâ etmelerini dilemektir. Çünkü onlar, Allahü teâlânın dünyâda da, âhırette de sevgili kullarıdır. Onların istediklerine kavuşacaklarını, her dilediklerinin verileceğini, Kur'ân-ı kerim bildirmektedir. Evliyânın ve peygamberlerin mezârlarına gidip, onların vâsıtası ile, onları sebep kılarak, Allahü teâlâdan bir şey istemenin ve kıyâmet günü bize şefaat etmeleri için, kendilerine yalvarmanın caiz olduğu, hadis-i şeriflerde bildirilmiştir ve İslâm âlimleri söz birliği ile haber vermişlerdir. İnsanların en üstünü olan Muhammed aleyhisselâmın hadis-i şeriflerine ve O'nun yolunda giden seçilmişlerin, sevilmişlerin kitaplarına inanmak ni'metini bize ihsân eden Allahü teâlâya, hamd ve şükürler olsun!..
Peygamberlerin ve evliyânın vâsıtası ile, yani onları sebep yaparak, vesile ederek, Allahü teâlânın yaratmasını istemek caiz olduğunu gösteren âyet-i kerimelerden bazılarını bildirelim:
Mâide sûresinin 38. âyetinde meâlen; "Ey imân edenler! Allahü teâlâdan korkunuz! O'na yaklaşmak için vesile arayınız" buyuruldu. İsrâ sûresinin 57. âyetinde meâlen; "Ol kimseler ki, duâ ve ibâdet ederler. Rablerine yaklaşmak için, vesile ve sebep ararlar. Sebeplerin Allahü teâlâya en çok yaklaştıranını isterler" buyuruldu. Bu âyet-i kerimelerde Allahü teâlâ, sebebe, vesileye yapışmayı emretmektedir. Vesilenin belli bir şey olduğu bildirilmedi. Bunun için, Allahü teâlânın rızâsına kavuşturan her şey hep vesiledir. Ehl-i sünnet, âlimleri ise, peygamberlerin ve onlara tâbi olanların gittikleri yol, yani imân, ibâdet ve ihlâs vesile olduğu gibi, o büyüklerin şefaatleri, makamları, kerâmetleri, duâları ve kendileri de vesiledir dedi. Kendileri vesile olamaz diyenler Kur'ân-ı kerime ve hadis-i şeriflere ve peygamberlere ve evliyâya iftira ediyorlar...