Ebû Tâhir Mahallî
HAÇLILARA KARŞI ÇARPIŞTIMısır Eyyûbi Sultanı Melik Nâsırüddin Kâmil, Avrupa'dan gelen zâlim Haçlı kuvvetlerine karşı cihad için giderken onu ziyaret edip duasını alırdı. Yine bir seferinde Sultan ve arkadaşları kendisini ziyâret edip duâsını aldılar. Daha sonra sultânın askerleri arasına katılıp, Haçlı kuvvetlerine karşı çarpışmak için gitti. Mensûre'deki savaşta atından inip düşmanla savaştı. Yanındakiler, hep şehid oldular. O da pekçok kâfiri öldürdü. Ebû Tâhir Mahalli'ye de birçok ok ve kılıç darbesi isâbet etmesine rağmen, hiç savaşa girmemiş gibi geri döndü...
Ebû Tâhir Mahalli hazretlerinin, kıymetli nasihatleri vardır. Buyurdu ki:
"Kalbinde zerre kadar dünyâ sevgisi olan, Allahü teâlânın rızâsına kavuşamaz."
"İki şeyi istersiniz, ama bulamazsınız. Bunlar neşe ve rahatlık olup, ikisi de Cennet'te olur."
"Şu dört şeyi dört yerde sarf edersen Cennet'i kazanırsın: Uykuyu kabirde, rahatı sırat köprüsünde, iftiharı ve öğünmeyi mizânda, nefsin arzularını Cennet'te."
"Tevekkül, kendini kulluk denizine atıp, kalbini Allahü teâlâya bağlamaktır. Verirse şükür, vermezse sabretmelidir."
"Senin bize ihtiyâcın yok mu?" diye soranlara;
"Allahü teâlâya muhtâc iken, size ve sizin gibilere nasıl ihtiyâcım olur. Fakirin bulduğu şey gıdâsı, mahrem yerini örten şey ise elbisesidir. Kanâat, Hak teâlâdan gıdâ (ve güç) almaktır. Hakiki zenginlik, dengin olan bir kimseye muhtaç olmaman, hakiki fakirlik ise dengine muhtâç olmandır."
"ŞU ÜÇ ŞEY SİZİN DEĞİLDİR!"
"Ey insanlar! Şu üç şeyi seviyorsanız, biliniz ki onlar sizlerin değildir. Nefsinizi ve canınızı seviyorsanız, onlar Allahü teâlânındır. Malınızı seviyorsanız, onlar da vârislerinizindir."
"Âlim olan, karşısındakinin anlayışına göre konuşur."
"Kul bütün gücüyle günahlardan uzaklaştığı zaman, Allahü teâlânın yardımı, ihsânı her tarafını kaplar..."
Ebû Tâhir Mahalli hazretleri vefatına yakın buyurdu ki:
"Allahü teâlâ kimi felâkete düşürmek isterse, ona âlimlerin ve evliyânın aleyhinde bulunma gafletini verir."