Ebû Türâb Ve Tövbekâr Genç -2-
"VELÎLİK MAKAMI VERİLDİ""Bu, Muhammed Mustafâ'dır, diğer taraftaki yaşlı zât ise, İbrâhim Halilullah'tır (aleyhisselâm), diğer taraftaki ise Mûsâ Kelimullah'tır (aleyhisselâm). Bu kalabalık ise, yüz yirmi bin küsûr peygamberdir" dedi.
Ebû Türâb ileri koştu. Selâm verdi. Resûlullah efendimiz selâmına cevap verdi. Onunla müsâfeha etti. Peygamber efendimiz buyurdu ki:
"Ey Ebû Türâb! Dün senin elinde tövbe eden genç, bu gece vefât etti. Allahü teâlâ onu, dostları derecesine kavuşturdu. Ona velilik makâmı ikrâm eyledi. Beni ve yüz yirmi bin küsur peygamberi, onu ziyârete gönderdi. Ey Ebû Türâb! O gence izzet gözü ile bakın. Cenâzesinde hazır bulunun."
Ebû Türâb-ı Nahşebi uyandığında bu halden kalbine bir incelik geldi ve;
"Yâ Rabbi! Ne kadar kerimsin. Daha dün fıskı yüzünden, mahalleden çıkarmak istedikleri bir fâsıkı, bir ağlama ve inleme, bir tövbe ve pişmanlık ile bu dereceye kavuşturdun" dedi.
Bu zevk ve halde iken, diğer odadan küçük kızın feryâdını duydu. Ağlıyordu. "Evlâdım, seni ağlatan şey nedir?" dedi. "Babacığım, rüyâmda filan mahallede tövbe eden bir gencin vefât ettiğini ve her kim onun cenâzesine bakarsa, Allahü teâlâ, ona, kendisinden istediği her şeyi verir dendiğini görüp duydum. Babacığım, evden dışarı çıkmayı aslâ istemezdim, fakat şimdi izin verirsen, gidip o gencin cenâzesini göreyim ve Allahü teâlâdan kendim ve diğer kullar için necât, kurtuluş isteyeyim" dedi. Ona izin verdi...
BÜTÜN ŞEHİR HALKI CENAZEDE...
Cenâzesine giderken yolda yaşlı bir kadın gördü. Ona; "Ey Ebû Türâb! Hakk'ın rahmetinin neler yaptığını gördün mü? Fıskının çokluğu yüzünden mahalleden çıkarılmak istenen genç, bu gece vefât etti. Evliyâ silsilesine dâhil edildi. Rüyâda bana, cenâzesinde bulunan magfiret olunur diye söylediler" dedi...
Başka âlim zât da aynı rüyâyı gördü. İnsanlara bu durum haber verildi. Bütün şehir halkı akın akın gencin cenâzesine katılmak için geldi. Tam bir izzet ve ikrâm ile onun namazı kılındı, sonra defnettiler...