Ebü’l Hüseyin Şirvânî

Ebü’l Hüseyin Şirvânî

Kendisine; "Tasavvuf nedir?" diye sordular. "Hakiki din âlimlerinden birine bağlanıp, ona teslim olmak. Onun feyz ve bereketlerinden istifâde etmek. Kimseye karışmayıp, kendi hâlinde insanlardan ayrı yaşamaktır" buyurdu.

Bir gün de buyurdu ki: "Sıddikların, yükseldikçe istedikleri bir şey vardır ki, o da riyâset muhabbetidir. (Şefâat makâmı)" Said-i Fergâni buyurdu ki: "Buradaki "riyâset muhabbeti" insanların başına geçmek arzusu değildir. Zâten, evliyâlık yolunda bulunmanın ilk şartı, bunu terk etmektir. Nerede kaldı ki, en sonda hâsıl olan şey "riyâset muhabbeti" olsun. Bu ifâdeden murâd; Allahü teâlânın indinde, evliyâyı sevenler için şefâat makâmı taleb etmektir."

Ebü'l-Hüseyin eş-Şirvâni buyurdu ki:

"İzzet ve şerefi, Allahü teâlânın dinine uygun olmayan hâllerde arayan kimseyi, Allahü teâlâ, hor-hakir ve zelil eder."

"Fakirler dünyâ ve âhirette her bakımdan rahattırlar."

"Tasavvuf yolunda bulunmak; gönül, kalb hâlidir. Dil ile bâzı şeyleri söylemek kâfi değildir."

"Bâzı kimseler vardır ki velidirler. Büyük zâtlar bu kimselere bakınca, tasavvuftaki makamlarını görürler. O kimsenin ise, bunların hiçbirinden haberi olmaz."

AN, BU ANDIR!..

"Veli, içinde bulunduğu ânı değerlendirmek için çırpınır. Diğer vakitleri kıymetlendirmek için çalışsa, içinde bulunduğu vakti harcamış olur. İleriki vakte kavuşacağı da, zâten belli değildir. Bunun için gerçek veli, her an, içinde bulunduğu ânı değerlendirir. Böylece bütün ömrü kıymetli olur."

Ebü'l-Hüseyin eş-Şirvâni, vefatından kısa bir zaman önce buyurdu ki:

"Dine uymakta gevşek davrananlarla berâber olmaktan, son derece sakınmalıdır. Onlar, insanın felâketine sebep olurlar."

İlimleriyle Dalâlete Düşen Kimseler!

Vehbi Tülek

Yaşayan Maşuktur, âşık Bir Ölüdür

Vehbi Tülek

Kalan Günlerinin Kıymetini Bil

Vehbi Tülek

Tamah Eden, Dâimâ Sıkıntı Içinde Yaşar!

Vehbi Tülek

İmândan Güzel Bir Nîmet Yoktur

Vehbi Tülek