Ebü’l-vefâ

Ebü’l-vefâ

Fahr-üd-din-i Râzi, tefsirinde, Sûre-i Kehfde diyor ki: Ebû Bekr-i Sıddikın cenâzesini, vasiyeti üzerine, Resûlullahın kabri yanına getirdiler. Selâm verip, "kapına gelen Ebû Bekr'dir yâ Resûlallah" dediler. Türbenin kapısı açıldı. İçeriden (Sevgiliyi sevgilinin yanına koyunuz!) sesi işitildi.

Beyheki, Abdüllah-i Ensâriden bildiriyor ki: Sâbit bin Kays, Yemâme cenginde şehid oldu. Kabre korken, "Muhammedün resûlullah ve Ebû Bekr-i Sıddik ve Ömer-i şehid ve Osmân-ı rahim" sesini duyduk.

Ebû Nu'aym ve İbni Asâkir bildiriyorlar ki: "Bir sapık, hazret-i Hasen'in kabri üzerine pisledi. Hemen deli oldu. Sonra öldü"

Şeyh Mahmûd-i Kürdi, hazret-i Hamza'nın kabrini ziyâret edip selâm verince, kabirden (Ve aleyküm selâm. Oğlunun ismini Hamza koy!) sesini işitti. Evine gelince, oğlu oldu. Adını Hamza koydu.

İbni Mende, Talha bin Ubeydullah'tan haber veriyor: "Talha, bir gece, Abdüllah bin Amr bin Hirâm'ın kabrini ziyâret etti. Kabirden Kur'ân sesi işitti. Gelip Resûlullaha söyledi. (O Abdüllah'tır. Allahü teâlâ, şehidlerin rûhlarını Cennete koyar. Her gece rûhları bedenleri ile buluşur. Sabâh olunca, yine Cennette olurlar) buyurdu.

NİMETE KAVUŞAN GENÇ!..

İbni Asâkir diyor ki: Hazret-i Ömer, bir gencin kabri yanına gelip selâm verdi. (Allah'tan korkarak harâmdan sakınan için iki Cennet vardır) dedi. Kabirden bir ses gelip, (Yâ Ömer! Rabbim bana iki Cenneti de ihsân eyledi) dedi.

Beyheki, Ya'lâ bin Mürreden haber veriyor: "Ya'lâ, Resûlullah ile bir kabir yanına geldi. Kabirde azâb olduğunu işitip, Resûlullaha haber verdi. Resûlullah, (Ben de işittim. Söz taşıdığı ve üzerine idrâr sıçrattığı için, azâb yapılmaktadır) buyurdu.

İlimleriyle Dalâlete Düşen Kimseler!

Vehbi Tülek

Yaşayan Maşuktur, âşık Bir Ölüdür

Vehbi Tülek

Kalan Günlerinin Kıymetini Bil

Vehbi Tülek

Tamah Eden, Dâimâ Sıkıntı Içinde Yaşar!

Vehbi Tülek

İmândan Güzel Bir Nîmet Yoktur

Vehbi Tülek