Ekmeğinin Lezzetine Doyulmayan Fırıncı
Yıldırım Bâyezîd Hân, Niğbolu zaferinden sonra Bursa'da Ulucami’yi yaptırmaya başladı. Caminin inşası sırasında, çalışan işçilerin ekmek ihtiyacını Somuncu Baba temin etti. Yıldırım Bâyezîd Hân, caminin açılış hutbesini okumak üzere Emîr Sultan'a vazife verdiğinde, Emîr Sultan; "Sultan’ım! Zamanın büyük âlimi burada iken, bizim hutbe okumamız uygun değildir. Bu câmi-i şerîfin açılış hutbesini okumaya layık zat şu kimsedir." diyerek, Somuncu Baba'yı gösterdi. Padişahın emri üzerine minbere çıkan Somuncu Baba, öyle bir hutbe irad etti ki, o zamana kadar Bursalılar öyle bir hutbeyi hiç işitmemişlerdi. Bursalılar, bundan sonra Somuncu Baba'nın büyüklüğünü anladılar. Somuncu Baba, durumunun anlaşılması üzerine; "Sırrımız fâş olup, herkes tarafından anlaşıldı." diyerek, Bursa'dan gitmek istedi. Bir sabah erkenden, Gavas Paşa Medresesinden birkaç talebeyi yanına alarak yola çıktı. Somuncu Baba'nın Bursa'yı terk etmekte olduğunu işiten Molla Fenârî, koşarak bir çınarın yanında arkasından yetişti. Gitmeyip Bursa'da kalması için çok yalvardı, ricalarda bulundu. Fakat kabul ettiremedi. Sonunda, Bursalılara dua etmesini istedi. Somuncu Baba, bu çınarın yanında Bursa'ya yönünü dönerek, feyizli, bereketli bir şehir olması ve yeşil olarak kalması için dua etti ve vedalaşarak ayrıldılar. Bursa'da bu çınarın bulunduğu bölgeye "Dua çınarı" denildi. Bursa'dan ayrılan Somuncu Baba, Aksaray'a geldi. 1412 (H.815) senesinde orada vefat etti.